"İnsan öyle yaratılmıştır ki ezenler hiçbir şey hissetmez; ıstırabı hisseden, ezilen kişidir. Kişi kendini ezilenlerin tarafına koymadıkça, onlar gibi hissetmedikçe anlayamaz. "
Simon Weil
‘ İnsan öyle yaratılmıştır ki ezenler hiçbir şey hissetmez; ıstırabı hisseden, ezilen kişidir. Kişi kendini ezilenlerin tarafına koymadıkça, onlar gibi hissetmedikçe anlayamaz. { Simone Weil}
Memet babasının omzunda bir yandan dondurmasını yiyor, bir yandan da herkesten yüksekte olmanın keyfiyle çevresindeki kalabalığa bakıyorken üç el silah patladı. İlkin Memet'in dondurması yere düştü sonra Memet dondurmanın yanına yığıldı. Kan oldu Memet'in dondurması. Memed! diyebildi Aliiksan. Şaşkındı. Bir kaçışmadır başlamış, insanlar Memet'in üstünden geçiyorlardı. Çekti aldı oğlunu ayaklar altından, kucakladı, Sıraselviler'e doğru koşturmaya başladı gözüpek kapıcı. Silah sesleri çoğalmış, insanlar Kazancı yokuşundan aşşağı kaçıyorlardı. Ezenler, düşenler, ezilenler... Çığlık çığlığa karışıyordu.
- Araba yok mu, yaralı var!
- Kim bu arabanın sahibi? sesleri arasında
bombalar patlamaya başladı. Kurşunların ardı arkası gelmiyordu.
19.yy, 20.yy, 21.yy, zaman değişiyor, yönetim şekilleri, ülkelerin değer ve kültürleri değişiyor, ezen ve ezilenlerin şekilleri, kıyafetleri, konuşmaları değişiyor ama ezen ve ezilen hiç değişmiyor. Ezilen sesini çıkarmadıkça, bir araya gelip dimdik durmadıkça ezilmenin sonu gelmiyor. Vicdanı olmayandan vicdan beklemek sadece ezilenler için