Kozmer'in dünyalarına derin bir yolculuk
Sissoylu serisi, modern fantastik edebiyatın en dikkat çeken çalışmalarından biri olmakla beraber tartışmasız fantastik öğeler ile beraber kendi dünyamızdan da birçok benzerlikler yakaladığımız bir seri. Brandon Sanderson hem dünya inşa etme hem de hikâye anlatımı konularında ustalığını gözler önüne
Toplumcu sınıf edebiyatının en önde gelen isimlerinden biri olan Enver Gökçe'nin, kitabın girişindeki otobiyografisi karşılıyor bizleri. Başarılı bir eser meydana getirebilmek için önce sosyal içerik sonra da estetik bir kılıf olması gerektiğini dile getiren Gökçe, bir sanatçının doğru, devrimci bir yönde bir şeyler verebilmesi için pratik ve teori arasındaki işbirliğini daima göz önünde tutması gerektiğini belirtmekte. Ve bu tavrı şairin şiirlerinde açıkça görebilmekteyiz. Şiirlerinde savaş, kıtlık, yoksulluk ve bunlarla mücadeleyi anlatan şair, faşizme karşı da dik bir duruş sergileyerek ezilen ve sömürülen halkın yanında öğrencilerin, işçilerin ve köylülerin sesi oluyor adeta.
"...bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır."
belki bu dünya benim bilmediğim, başka bir dünyadır dedi içinden. uyuşmayan bir şey var, eski dünya ile yeni dünya arasında ezilen şeyler var. ben, celep gibi, ezilen şeyler arasındayım.