Eğer aklın varsa; uhrevî inkılabatında, berzahî etvarında ve dünyevî inkılabatının müsadematı altında ezilen, bozulan ve ebedî seferde sana arkadaşlığa muktedir olmayan işleri bırak, ehemmiyet verme, onların zevalinden kederlenme. Sen kendi mahiyetine bak ki: Senin latifelerin içinde öyle bir latife var ki, ebedden ve ebedî zâttan başkasına razı olamaz. Ondan başkasına teveccüh edemiyor, masivasına tenezzül etmez. Bütün dünyayı ona versen, o fıtrî ihtiyacı tatmin edemez. O şey ise, senin duygularının ve latifelerinin sultanıdır. Fâtır-ı Hakîm'in emrine muti' olan o sultanına itaat et, kurtul!..
Gereğince sevinip neşelenemiyoruz, gözlerimizin önünde islam aleminin her tarafındaki trajik levhalar canlanıyor. Filistin'de, Gazze'de esaretin en acı, en hor hakir kılıcı türü altında ezilen müslümanlar geliyor gözümüzün önüne.
#OkudumBitti
#EZİLENLER
#Dostoyevski
#İşBankasıYayınları
Çeviri: Nihal Yalaza Taluy / 394 sayfa
Ne zaman Dostoyevski okusam derin derin düşüncelere dalar, hüzünlenir, huzursuz olurum. Karakterleri o kadar özümserim ki, onlarla üzülür, onlarla güler, zaman zaman da onlarla söz dalaşına girerim
Hak ile Merhamet arasında ezilen her kibrin Ezel'in kalbinde sonsuz üzeri sonsuz yenik bir kibir doğurduğunu hangi Cehennem ağzında unuttun söylesene ağlamayı ne zaman unuttun?
Gestalt teorisi bu bakımdan sorunu sadece kişinin içinde tanımlar ve gerçek dışı bir biçimde duyguları dışavurmanın bizi toplumsal kuvvetlerin baskısından kurtardığını iddia eder. Bireysel sorumluluğu üstlenme yolundaki Gestalt emri, hızlı bir şekilde kurbanı suçlama haline dönüşebilir. Ezilen insanların özgürleşmesi sadece içeriden çalışmayla olmaz; bu insanların dış baskıları kaldırmak için de çaba göstermesi gereklidir.