Yamalı saatler kurardım baş ucuna sabahın
Sabah ezanından önce uyanırdı deli sanrım
Ölgün suskunluğun çok şey anlatırdı
Yaşardım tutsaklığını
Kamaştırıcı esir hayatın
Görseniz
Kurutulmuş ezanlar silsilesiyim
İnancım yok içime attığım selaya
Alnımdır kronik topraklarım
Tohur ölür ben gömülürdüm
Üzerimden geçen hoyratlığın
Kasaba izmaritli
"Emeğiniz emanetimizdir."
Duyduğum en utanç verici, iki yüzlü, şerefi bozuk yalanlardan biri.
Başı taşla ezilen hayvan gibi,
İki yaşında tecavüze uğrayan çocuk gibi,
İnsan denenler arasında,
Bu yalanda.
Bosna'da katliam yapılırken Merhum Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç " Bize ekmek değil silah gönderin, ölüler ekmek yiyemez '' demişti.
Şimdi bakıyorum da Gazze'ye ekmek bile göndermek imkansız hale geliyor.
Her geçen gün ezilen Müslüman halklara karşı daha pasif hale getiriliyoruz.
Bize kıyan yine hayatın o kollarıdır, Yolları hep çakıl ve yaralanmaya mecbur olan ayaklardır. Ayaklar altında ezilen taşlar yeri gelir bir oyunda baş tacı olup çıkarlar.
İnsanlık tarihi, insanları -hem ezilen hem de ezenleri- kendilerinin ürettikleri tahakküm araçlarının oyuncağı haline getiren ve böylece yaşayan insanlığı cansız taşınır malların bir eşyası haline getiren köleliğin tarihidir.
Sen bana onu yaptın sen bana bu şekilde davrandın..sen benim inancımı kırdın sen güvenilmezsin..bilmem ne. Kişi bunları çok kolay söyleyebiliyor. Lâkin iğneyi kendine batırmayı hiç düşünmüyor. Hep kurban kendisi. Hep ezilen ve üzülen o. Ben bu dünyada kendini sevip kabullenen bir insanın insan ilişkilerinde kurban olduğunu hiç görmedim. Lâkin nasıl başarılır ben de daha bilmiyorum..kendi bahçesinde kendi ile sevişen ruha kimse bir şey yapamaz. Çünkü aşk da umut da ateş de su da odur.
Ne demişlerdi ağaya
Söz senin yumruk biziz
Sen ez, ezilen biziz
Kâh namus kâh hak senin
Kâh fitne kâh densiz biziz
Ne ekersen ektiğindir
Başak ekersen başak senindir
Buğdaysa buğdayın
Yolun yol olur
Bağın bahçe
Ne edersen onu alırsın
Ne eylersen senin
Bizse gurbet bekçisi
Bir takım köylü
Evinde emanetçi
Yurdunda garip
Yarine sahipsiz
Yardan ötesi ayrılık
Kitap uygulamasını amacı dışında kullanan insanlardan tiksiniyorum desem!
Büyük ayıp olacak; bizi bu denli her türlü duyguya, güdüye ve arzuya aç bırakan hatta bizi ruhen hasta yapan inanç, ritüel ve saçma sapan kültürel faşimzlerin altında ezilen size!
Ey Siz! Bırakın kitabı, aynaya bakın ve sormaya başlayın.