alperen bugra
** Hayat böyle bir şey; kadere isyan, kısmete şükür! **
Sayfa 32 - gece kitaplığı yayınlarıKitabı okudu
Arkamdan bakıpta, gidiyorum diye sakın üzülme, ben senden gideli çok oldu
Sayfa 5 - gece kitaplığı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yunus Emre
Hayat dediğin sıralı doğumlardan, sırasız ölümlerden ibaret.
Sayfa 43 - gece kitaplığı yayınlarıKitabı okudu
Hayat dediğin sıralı doğumlardan, sırasız ölümlerden ibaret.
Bir hayat başka bir yaşam içinde, yön bulmaya çalışacaktı. İşsizlik ya da maddiyat değildi mevzu, insan varlığına sığınmaya muhtaçtı.
Maya ellerini Fabien'in ellerinden çekip giderken, farkında olmadan titreyen elleri ile bluzunu, eteğini ve saçlarını düzeltir gibi yapıyordu. Arkasından yakaladı Fabien, burnunu sevdiğinin ensesine dayayıp sıkı sıkı sarılmıştı. Kısık sesle; - Gitme, dinle, bak, duy kalbimin sesini." Öyle sarılmıştı ki Fabien, Maya kollarını çekmeye çalışıyordu. Ensesinden kulaklarına doğru uçuşan nefesle soluğu kesiliyor, sesi çıkmıyordu. Maya yavaşça başını çevirip çözüldü. Sevdiğinin maviliklerine dalıp salıverdi yüreğini..."
Sayfa 68 - gece kitaplığıKitabı okudu
Reklam
Okuyun!
- " Annemin resmi bu" kime yaptırdın bunu? Şoför kekelerken Maya yüksek sesle bir daha sordu, - Bu resmi kim yaptı Ömer amca, nerden aldın bunu? - Ne bileyim, Sıradan bir ressamdı, - Hemen beni bu resmi yapana götüreceksin. Hemen! Şoför hiç itiraz etmedi, çünkü artık oda bu yükten yorulmuştu. Ne olursa olsundu artık, Maya’yı köyündeki eve götürüyordu. Yol boyunca hiç konuşmayan Maya, çok şaşkındı, ne düşüneceğini bilemez halde, o günü anımsıyor, tekrar tekrar resime bakarak, Fabien’in saçları, resimde nasıl çizikler bırakmıştı, aynen hatırlıyordu, sevişirken oluşan çiziklerdi bunlar " imza" gibi.
Sayfa 151 - gece kitaplığı yayınlarıKitabı okudu
- Dolgu yapmanızı istiyorum. Şu metre kareye, ne kadar metre küplük hazır beton gerekiyorsa, akşam şu saatte getirin. Bu konuşmaları duyan şoför patronu ile konuşmaktan vazgeçip geri dönmüştü. Tim telefonla şoförü arayıp, gelmesini söyler. -Akşam bir davete katılacağım, alkol alabilirim sen götür -Peki efendim Aklından geçenleri düşünmemeye çalıştı şoför. Çünkü Tim uzun zamandır kendisi kullanıyordu arabayı, şoför istemiyordu. Üstelik alkolde kullanmıyordu artık. “Görev görevdir” Akşam patronunu davete götüren şoför oradan ayrılmaması gerektiği halde, gidip gecenin sonuna doğru patronunu almaya gelmişti ve alkollu olmayan patronunu alarak, çiftliğe dönmüşler di. Patron evin önünde inmemişti, garaja kadar geldi, sığınağın ön tarafında, yerlere dökülmüş ıslak beton kırıntılarını görünce ayakkabısının burnu ile iterek sinirli bir şekilde - Temizle şunları kurumasın deyip ayrıldı. Fabie’nin kaldığı bölümün havalandırmasından çekilen hortumdan, etrafa saçılan betona bakan şoför, öylece donup kalmıştı.
Sayfa 119 - gece kitaplığı yayınlarıKitabı okudu
Resim