Gizemli başlayan hikaye hızla ilerliyor. Dili akıcı ve sade. Konu ilgi çekici. Elinizden bırakmadan tamamlanabilecek sürükleyici bir novella. Severek okudum. Tavsiye ederim.
- " Annemin resmi bu" kime yaptırdın bunu?
Şoför kekelerken Maya yüksek sesle bir daha sordu,
- Bu resmi kim yaptı Ömer amca, nerden aldın bunu?
- Ne bileyim, Sıradan bir ressamdı,
- Hemen beni bu resmi yapana götüreceksin. Hemen!
Şoför hiç itiraz etmedi, çünkü artık oda bu yükten yorulmuştu. Ne olursa olsundu artık, Maya’yı köyündeki eve götürüyordu. Yol boyunca hiç konuşmayan Maya, çok şaşkındı, ne düşüneceğini bilemez halde, o günü anımsıyor, tekrar tekrar resime bakarak, Fabien’in saçları, resimde nasıl çizikler bırakmıştı, aynen hatırlıyordu, sevişirken oluşan çiziklerdi bunlar " imza" gibi.
- Dolgu yapmanızı istiyorum. Şu metre kareye, ne kadar metre küplük hazır beton gerekiyorsa, akşam şu saatte getirin.
Bu konuşmaları duyan şoför patronu ile konuşmaktan vazgeçip geri dönmüştü. Tim telefonla şoförü arayıp, gelmesini söyler.
-Akşam bir davete katılacağım, alkol alabilirim sen götür
-Peki efendim
Aklından geçenleri düşünmemeye çalıştı şoför. Çünkü Tim uzun zamandır kendisi kullanıyordu arabayı, şoför istemiyordu.
Üstelik alkolde kullanmıyordu artık.
“Görev görevdir”
Akşam patronunu davete götüren şoför oradan ayrılmaması gerektiği halde, gidip gecenin sonuna doğru patronunu almaya gelmişti ve alkollu olmayan patronunu alarak, çiftliğe dönmüşler di. Patron evin önünde inmemişti, garaja kadar geldi, sığınağın ön tarafında, yerlere dökülmüş ıslak beton kırıntılarını görünce ayakkabısının burnu ile iterek sinirli bir şekilde
- Temizle şunları kurumasın deyip ayrıldı.
Fabie’nin kaldığı bölümün havalandırmasından çekilen hortumdan, etrafa saçılan betona bakan şoför, öylece donup kalmıştı.
okumadan bırakamayacaksınız !
- O halde bu gece gitmiyorum, hazırlığınızı yapın kızlar, birkaç gün sonra buradan bir gemi turuna çıkıyoruz. Sonrasını bana bırakın.
Maya çok rahatlamıştı, Esil bu durumdan çok memnun olmasa da kardeşi adına o da rahatlamıştı, ama bu “emrivaki “hiç hoşuna gitmemişti.
Onlardan ayrılıp odasına çıkmıştı Esil.
Annesinin resmini alıp yatağının üstüne atıvermişti kendini 109
Minnetin diyeti ağır oldu anne 111
Gözlerinden kulaklarına doğru akıyordu göz yaşları, kımıldamadan dakikalarca öyle kalmıştı.
“Hayal meyal hatırlıyorum anne, buraya ilk geldiğimizde aynı gözyaşlarını dökmüştün, benim uyuduğumu sanıyordun.” 113
Çok kısa sürede okunan bir kitap Ama ardarda o kadar çok olay oluyor ki okurken
yazarla birlikte koşuyor gibi hissettim.Yazar diyalogları fazla tutarak olayların akışını hızlandırmış ,bu da kitaba film senaryosu havası katmış.Genel görünüm olarak kapak,sayfa tasarımları özenle çalışıldığını gösteriyor.