İncelememe öncelikle şairle başlamak istiyorum. Kitap şu müthiş açılışla başlıyor;
"Münire'ye
Bir gün, laf arasında, bana: "Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar..." gibi bir söz söylemiştin. O gün bugün düşünürüm ki, insanların barışını ve evrensel sevgiyi daha özge bir biçimde anlatmak kabil değil.
Ahmet Muhip Dıranas, Cumhuriyet’ten sonraki Türk edebiyatının önemli bir
fikir ve sanat adamıdır. Ki O sadece edebiyatla değil, resim, fotoğrafçılık gibi sanatın pek çok dalıyla yakından ilgilenmiştir. Dıranas’a göre sanat insanoğlunun ferdî ve maşerî ölüme karşı bulduğu tek çaredir.
Dıranas, hocası Ahmet Hamdi Tanpınar gibi, şiirde dil ve
Bazı dizeler vardır, alıp çocukluğuna götürür seni. İstesen de dönemezsin.
Misket oynadığın, salçalı ekmek yediğin, mahalle maçları yaptığın, akşam ezanı zorla eve döndüğün yıllara...
Fahriye Abla şiiri...
Çocukluğumda bütün Türkçe kitaplarında olurdu. O yüzden şairi tanımayan birçok kişi bile en azından Fahriye abla ile tanıştır:
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir
Ve bir gün ya bu yol ya şu gemiler
Seni elimden alır gider, niçin
Bilemem. Ama kaybedersem seni
Her öten kuş ve her akan su beni
Bir yolculuğa davet eder, niçin
Bilemem.