"O ne bir ideolog, ne bir siyasetçi, ne de bir gazeteci.."
Popüler olan her şeyden uzak kaldığımı burda takriben 85-90 kez belirtmişimdir. Bundan mütevellit bu kitap çıkar çıkmaz okuyup aradan çıkarmak istedim. İncelemeye de kitabı alış hikayemle başlamak istedim.
Her zaman gitmiş olduğum sahafa gittim. Kitabı alırken orda bir baba bir oğul muydu yoksa bir dede bir torun muydu tam bilmiyorum; "Yeni
İstasyonda bir kadın durmuş, gelene geçene:
-Benim Ahmet’i gördünüz mü? diyor.
Hangi Ahmet’i yüz bin Ahmet’in hangisini?
Yırtık basmasının altından kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun, İstanbul yolunun aksini gösteriyor:
-Bu tarafa gitmişti, diyor.
O tarafa? Aden’e mi, Medine’ye mi, Kanal’a mı, Sarıkamış’a mı, Bağdat’a mı?
Ahmet’ini buz mu, kum mu, su mu, iskorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? Eğer hepsinden kurtulmuşsa, Ahmet’ini görsen, ona da soracaksın
-Ahmet’imi gördün mü?
Hayır… Hiç birimiz Ahmet’ini görmedik. Fakat Ahmet’in her şeyi gördü. En alasından cehennemi gördü.
Anadolu Ahmet’ini soruyor.
Ahmet’i ne için harcadığımızı bir söyleyebilsek, onunla ne kazandığımızı bir anaya anlatabilsek, onu övündürecek bir haber verebilsek… Fakat biz Ahmet’i kumarda kaybettik!
Kimse duymadan ölmeliyim.
Ağzımın kenarında Bir parça kan bulunmalı.
Beni tanımayanlar "Mutlak birini seviyordu" demeliler.
Tanıyanlarsa, "Zavallı, demeli, Çok sefalet çekti.." Fakat hakiki sebep Bunlardan hiçbirisi olmamalı.
Çözülmesi ve anlaşılması gereken davranışları olan garip bir insan.Karanlık ve küçük bir odada yaşar , fakat kendisin den uzak.Durmadan yazar , yazdıkları insanı düşündürür ve şaşkınlığa sürükler. İnsana hiç düşünmediklerini hatırlatır.Yeni dünyalar , yeni ufuklar açar. Hem öğrenir hem öğretir.Bilinmeyeni bilmek de unutmak ister.