Dışlananlar ( roman- sayfa 5)
Mary hastanede kızına kan verir...Julia' nın kanaması devam etmektedir...Bu arada Jason gelir ve Mary' nin saçlarını okşar...
_ Tatlım Mary neler oluyor? Kızımıza ne oldu?
_ Kanaması durmuyor Jason:(
_ Bunu biliyorum fakat neyi var? Neden oldu bunlar? Kızımız intihar mı etti yoksa kaza mı?
_ bunu anlatmak çok zor canım sen şimdi sakin ol ve bekle herşeyi anlatacağım az sonra sana ben....
Hanife Çıta
Cenab-ı Hak senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibadete muhtaçsın, manen hastasın. İbadet ise, manevî yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok risalelerde isbat etmişiz. Acaba bir hasta, o hastalık hakkında, şefkatli bir hekimin ona nâfi' ilâçları içirmek hususunda ettiği ısrara mukabil, hekime dese: "Senin ne ihtiyacın var, bana böyle ısrar ediyorsun?" Ne kadar manasız olduğunu anlarsın.
Sayfa 171 - Envar neşriyatKitabı okuyor
1951 yılında da sevilmiyormuş canım matematik:(
Besim Samim'e döndü:
-Benden de al o kadar, dedi, insanların yüzde doksan dokuzuna bakkal hesabından fazla matematiğin lüzumu yoktur. Fakat ne çare! Tahsil denilen şey, hayatımızda on beş seneden fazla süren bir hastalıktır ve mektepten kaçmaktan başka ilacı yoktur.
Sayfa 41Kitabı okuyor
-Hayâlperest olmayın. Ayağınız yer tutmaz, sallanırsınız. Fakat hayaliniz geniş olsun. Geniş düşünün. Büyük düşünün. Size gösterilen hedefleri zihninizle aşın.
Il. Abdülhamid döneminin bir modernleşme ve hızlı bir bürokratik
ihtisas yapılanması dönemi oldugunu
soylemek zorundayiz. Fakat ayni
zamanda da tatsiz bir otoriter rejim kurulmasi, polis rejiminin gelmesi ve daha kötüsü, bu polis rejiminde halkin inisiyatifine güvenilmemesi söz konusudur.
Sayfa 57Kitabı okudu
Sihirbazın tavşan oyununda yaptığının bir aldatmaca olduğunu biliriz fakat bunu açığa çıkarmak isteriz .
İlk dəfə zeki falçı görürəm (oxuyuram) , arkadaş.
"Geleceklerimizin öngörülebilir olmasının sebebiyse yalnızca, bu dünyanın canlıları olarak bizim de öngörülebilir varlıklar olmamızdır. Bir kediyle fareyi ele alalım."
"Bir kedi bir fare gördüğünde onu daima kovalar; iş ki, kedinin peşine bir köpek gibi daha büyük bir şey takılmasın. Biz de benzeriz. Gelecek, arzuladığımız şeyleri bilir; iş ki yolumuza çıkan daha büyük bir şey bizi uzaklaştırmasın."
"Fakat bu tür şeyler bizi yolumuzdan saptırsa bile gelecek genellikle her şeyi net görür," diye devam etti Nigel. "Bu, kader değil; yalnızca en çok hasretini çektiğimiz şeyi gerçekleştiren gelecek. Her şeyden daha fazla arzuladığı şey için savaşabilecek kadar cesur olan herkes kaderini değiştirme gücüne sahiptir."
Sayfa 167 - Dex KitapKitabı okuyor
Bir insana bir insan herhalde yeterdi. Fakat o da olmayınca?
Sayfa 147Kitabı okudu
Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Sekterlik
Bu durum, düşmanı yenmek için daha geniş güçleri birleştirmek ve her fırsattan yararlanmaktı. Eğer dik kafalı ve sekter olsaydık, devrimci harekete hizmet etmekte en geniş güçleri birleştirme fırsatlarını kaçırırdık. Fakat bu tür güçler sadece taktikseldi. Stratejik güçlere; işçilere ve köylülere, özellikle ülkemizde her yerde bulunan yoksul ve alt-orta köylere odaklandık.
Ocak mücadelesinden çıkan dersler.
osa Luxemburg, öldürülmeden önce kaleme aldığı son makalede, yenilgiden, 'Berlinli kitlelerin güçlü, kararlı, saldırgan tutumu ile, Berlin liderliğinin ikircikli, çekingen, kararsız tutu-mu arasındaki çelişki'yi sorumlu tutuyordu.
Rosa'nın haklı olduğuna hemen hiç kuşku yok. Eğer ortada güçlü bir devrimci parti olsaydı, Berlin işçi sınıfı, Ebert, Noske ve generallerin kurduğu tuzağa düşmezdi. Eğer ortada güçlü bir devrimci parti olsaydı, hareketin genel liderliği, kendi önerisine rağmen fiilen başlatılan bir ayaklanmada devrimci güçler arasında gerekli koordinasyonu sağlayabilirdi.
Fakat ortada böyle bir parti yoktu.
“İnsanlar bir kere doğmazlar.Bu iş annelerinin onları doğurduğu gün bitmez.Fakat hayat yeniden ve yeniden onları kendilerini doğurmaya mecbur eder”.
Bize tecrübesizlik, beceriksizlik ve hatta cehalet isnat edilebilir. Fakat kimse hırsız diyememeliydi.
Sayfa 22Kitabı okuyor
