snelman-ebeveyn ve çocuk7
Çocuklar büyüyüp delikanlı ve genç kız olduklarında sizler onların geleceği ve yapacakları işler hakkında bahis açıyorsunuz. Onları nereye ve nasıl yollayacağınızı düşü nüyorsunuz. Çocuklarınızın avukat mı, yoksa doktor mu olacağını, mühendisliğe mi ticarete mi yöneleceğini düşünüyorsunuz. Delikanlılara para getiren işler, genç kızlara ise zengin kocalar arıyorsunuz. Hep menfaat, hep menfaat! Çocuklarınıza daha iyi bir yaşam kurmak istiyorsunuz. Onlara sıcak ve rahat bir yer bularak sevgi borcunuzu ödediğinize inanıyorsunuz. Bununla alakalı Tolstoy şöyle der: "Hayatlarımızdaki dayanılmaz düzensizliğin başlıca nedenlerinden biri, herkesin hayatını düzene koymak yerine hayatının düzene koyulmasını istemesidir." Herkes hayattan sadece bir şeyler almaya bakıyor. Fakat kimse hayata bir şeyler katmayı düşünmüyor. Hayata birer bencil, yağmacı ve sömürücü olarak atılıyorlar. Hayatın anlamını da bu sömürüde buluyorlar. Ve bu "bilgeliği" hayatları boyunca ailelerine aşılıyorlar. Peki, bunu sizce kim aşılıyor? Anneler ve babalar! Çocuklar ve gençler birer bencil olarak yetişiyor. Yalnızca kendilerini seven küçük ve aciz ruhlu insanlar oluyorlar. Tembel, hovarda, zevk ve şehvet düşkünü olarak hayatlarına devam ediyorlar. Nihayetinde hiç kimseye ve hiçbir şeye ne sevgi ne de saygı besliyorlar. Ne vatanlarına ne de insanlara, ne emeğe ne de büyük fikirlere, ne ebeveynlerine ne de kendilerine bir saygıları veya sevgileri kalıyor.
Sayfa 84 - İndigo Yayınları, 26. Basım, Temmuz, 2019
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Reklam
Artık savaştan dönen insanın yalnızlığını anlıyorum. Başka gezegenden ya da öbür dünyadan dönmek gibi bir şey bu. Başkalarında olmayan, ancak orada, ölümün yanı başında kazanılabilen bir bilgi var savaştan dönmüş kişide. Bir şeyi kelimelere dökmeyi denediğinde felaket hissine kapılıyor. Dilsizleriyle. O anlatmak istiyor, başkaları anlamaya meyyal fakat herkes aciz kalıyor.
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yalnızız
Yaklaşık 1 aydır, evet 1 aydır, okumakta olduğum ve saat gece 01:25 sularında henüz bitirdiğim Peyami Safa'nın başyapıtı, bir diğer adıyla "Yalnızız" adlı romanı. Roman kelimesi bu yapıtı tanımlamakta oldukça noksan kalıyor. Yazarın ilginç diyaloglar, tahmin edilemez bir olay örgüsü ve oldukça derin, oldukça düşündüren, gerçekçi ve
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,5bin okunma
416 syf.
2/10 puan verdi
Bu yıl da yüzüm kitaplardan yana gülmeyecek gibi ama şuna eminim ki bu yıl sonunda okuduğum en kötü kitap kesinlikle bu olacak. Keşke romanına bir şato, uyduruktan karanlık kasvetli hava, içinde ne olduğu bilinmeyen karanlık orman, simsiyah bir göl ve gizemli karakterler koyan herkes kendisini gotik roman yazarı zannetmese. Bir de utanmadan
Gothikana
GothikanaRuNyx · Martı Yayınları · 20221,347 okunma
Artık savaştan dönen insanın yalnızlığını anlıyorum. Başka gezegenden ya da öbür dünyadan dönmek gibi bir şey bu. Başkalarında olmayan, ancak orada ölümün yanı başında kazanılabilen bir bilgi var savaştan dönmüş kişide. Bir şeyi kelimelere dökmeyi denediğinde felaket hissine kapılıyor. Dilsizleşiyor. O anlatmak istiyor, başkaları anlamaya meyyal, fakat herkes âciz kalıyor.
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
spoiler “hâlâ mı erdem!” marquis de sade (marki dö sad), her şeyden önce önyargıya karşı savaşın onurlu, tutkulu, yılmaz ve sarsılmaz bir neferiydi. bu niteliğinden hareketle sade, onu okumadan önce önyargılarını bir kenara bırakmayanları, anlattığı öykülerdeki vahşet, derin şehvet duyguları ve sadizm unsurlarıyla egale etmeyi başaracağının
Justine
JustineMarquis de Sade · İthaki Yayınları · 2022283 okunma
Reklam
Bir şeyi kelimelere dökmeyi denediğinde felaket hissine kapılıyor. Dilsizleşiyor. O anlatmak istiyor, başkaları anlamaya meyyal, fakat herkes aciz kalıyor.
Artık savaştan dönen insanın yalnızlığını anlıyorum. Başka gezegenden ya da öbür dünyadan dönmek gibi bir şey bu. Başkalarında olmayan, ancak orada, ölümün yanı başında kazanılabilen bir bilgi var savaştan dönmüş kişide. Bir şeyi kelimelere dökmeyi denediğinde felaket hissine kapılıyor. Dilsizleşiyor. O anlatmak istiyor, başkaları anlamaya meyyal, fakat herkes âciz kalıyor.
Sayfa 17 - kafkakitapKitabı okudu
Resim