İslâmda devletin vazifesi adaleti gerçekleştirmek, hayra çağırmak, iyiliği emir, kötülüğü nehyetmektir. Cemiyet içinde fazla malları olan zenginler varken zayıfların aç kalması, yahut fakirlerin yiyecek, giyecek ve barınaktan mahrum olması, ne adalet, ne de iyilik sayılabilir. Zekat asla ve asla ferdi yardım değildir. Fukaranın hakkını zenginlerin pençesinden kurtarmak için, İslâmda bunu din farz kılar, devlet tanzim eder ve onun için harp yapılır.
Bir cemiyette kulübe ve apartmanlar; mağara ve gökdelenler, aşırı beslenmeden mide fesadı ile gıdasızlıktan zafiyet bir arada bulunursa, işte o zaman kin ve buğuz, kalblerde yaş ve kuru her ne varsa hepsini yakan ateşi tutuşturur.
Reklam
200 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Fakirlik Problemi Karşısında İslam
Çok geniş kapsamlı bir konunun dar bir alanda konuşulması veya anlatılmaya çalışılması biraz zordur. Fakirlik Problemi Karşısında İslam adlı kitap da bu bağlamda değerlendirilebilir. Akademik anlamda değil, herkes anlasın diye genele yazılmış. 'Fakirlik' kavramı 'İslam'la' açıklanmaya çalışılıyor. Kitap 1966 yılında Arapça yayımlandıktan sonra
Fakirlik Problemi Karşısında İslam
Fakirlik Problemi Karşısında İslamYusuf el-Karadavi · Nur Yayınları · 19755 okunma
Binanaleyh, İslâm her köyün ve mahallenin yardımlaşan bir birlik olmasını ister. Bollukta ve darlıkta birbirine yardım etsinler. Öyle ki zayıflarını kalkındırsınlar, açlarını doyursunlar ve çıplaklarını giydirsinler. Yoksa Allah’ın ve Resulünün zimmeti (himayesi) onlardan uzaklaşır; mü’minler cemiyetine iltihak lâyık olamazlar. Gayrimüslim de olsa komşuya hak tanıması, İslâm âdabının güzelliklerindendir.
Sayfa 158Kitabı okudu
Eğer gelir membaı bulunmaz, rızık yolu zayi olursa kendisinin ve çocuklarının devlet hâzinesindeki hakkını isteyerek mes’ul hâkimin yüzüne karşı haykırmak İslâm devletinin himayesinde yaşayan her insanın hakkıdır.
Sayfa 156Kitabı okudu
İslâmda devletin vazifesi adaleti gerçekleştirmek, hayra çağırmak, iyiliği emir, kötülüğü nehyetmektir. Cemiyet içinde fazla malları olan zenginler varken zayıfların aç kalması, yahut fakirlerin yiyecek, giyecek ve barınaktan mahrum olması, ne adalet, ne hayır ve ne de iyilik sayılabilir.
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Fukaranın hakkını zenginlerin pençesinden kurtarmak için, İslâmda bunu din farz kılar, devlet tanzim eder ve onun için harp yapılır.
Sayfa 144Kitabı okudu
Devletin Zekât İşlerinde Sorumluluğu
Zekât aslâ ferdî yardım değildir. Ancak devletin kontrol edeceği ve zekât vermeleri farz olanlardan toplamak, gerekenlere vermek' suretiyle sadece bu fariza ile uğraşan düzenli bir idare şebekesinin yürüteceği içtimai bir müessesedir.
Sayfa 109Kitabı okudu
İnsan, malın hakikî sahibi değildir. Ancak o, aslî sahibi tarafından tayin edilmiş bir emanetçidir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Bununla beraber İslâm, fertler ve cemiyetler'arasındaki münasebeti kardeşlik ve yardımlaşma esası üzerine kurar; fertler arasında düşmanlığı ve sınıflar arasında çatışmayı kabul etmez
Reklam
İnsanı fakirlik ve yoksulluk köleliğinden kurtarmak, hür ve şerefli bir hayatta ferdin hakkını kabul ettirmek ve içtimai yardımlaşma fikrini kafalara sokmak İslâmın vazifesidir.
Çünkü vatanı, onu açlıktan ve korkudan emin kılmamış
Ayrıca fakirlik, milletin şerefi, hürriyeti ve istiklâli için de tehlikelidir. Muhtaç ve yoksul kişi, vatanını müdafaa ve milletinin mukaddesatını korumak için göğsünde kahramanlık hissine az yer ayırabilir. Çünkü vatanı, onu açlıktan ve korkudan emin kılmamış; milleti, onu kötü durumdan kurtarmak için yardım elini uzatmamıştır.
Bir cemiyette kulübe ve apartmanlar; mağara ve gökdelenler, aşırı beslenmeden mide fesadı ile gıdasızlıktan zafiyet bir arada bulunursa, işte o zaman kin ve buğuz , kalblerde yaş ve kuru her ne varsa hepsini yakan ateşi tutuşturur.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.