işte aradığım fantastik güç!
Sonra kitap aniden kayboldu. "O da neydi, Rhi?" Ayağa fırlayıp ona baktım. "Az önce ne ... " Ağzım açık kalmıştı. Elinde kitap, kocaman bir sırıtışla bana bakıyordu. "Bu o kitap mı?" Bakmak için eğildim. Evet, o kitaptı.
Sayfa 379 - Violet & RhiKitabı okuyor
Yeteri kadar sabır, zaman ve güçle… en sert çelik bile bükülebilir.
Sayfa 348Kitabı okudu
Reklam
Ciddiydim; ciddiyim. Hiçbir umut, hiçbir çıkış yolu yokmuş, başkasını kendi elleriyle inşa etti acımasız bir gelecekten başka bir gelecek yokmuş gibi hissetmeni nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Bu hiç kimsenin kaderi olmamalı. Geldiğimiz noktada vampirler da tıpkı bizim gibi kurban durumuna düşmüş.
Sayfa 269Kitabı okudu
“Ama umutsuz bir dünyada gözlerini açmanın ne demek olduğunu bilirim,” diye karşı çıktım. “Bir şey üzerinde çalışmanın, hayatını ona adamanın ve bunun asla yeterli olmayabileceğini bilmenin nasıl bir şey olduğunu da öyle. Yalnızca nesilden nesle geçen bilginin aracı, zincirin bir halkasından ibaret olmanın ne demek olduğunu da bilirim.”
Sayfa 239Kitabı okudu
Canavar. Evet, bu kelime ona yakışıyordu. Tüm kabusların ve çok daha fazlasını beden bulmuş haliydi. O, ben küçük bir kızken pencereme çarpan rüzgar, odamın köşesinden çekilmek bilmeyen gölge, yatağımın altında yaşadığından korktuğum, yetişkinlik yıllarıma kadar kabuslarımda bana musallat olan şeydi.
Demirci Bakire olsam da narin bir çiçek değildim. Tıpkı bir gümüş kadar soğuktum. Demir kadar güçlüydüm. Kaderime boyun eğebilirdim ama bir erkeğe asla.
Reklam
İnsanların senin hakkında söylediklerine körü körüne inanmak yerine onları kendi isteklerinin, arzularının, amaçlarının, en önemlisi de hayallerinin ateşi ile sınarsan gerçek olmadıklarını anlar, dolasıyla aklının canlanışını ve bu tür yanılsamaların yarattığı zindandan kurtuluşunu keyifle izlersin.
Sayfa 171Kitabı okudu
Daha çok insan artık üzerinde yaşadığı ülke, bu ülkenin iktisadi yapısı ve bu yapının işleyişi, siyasi kurumların aldığı durum ve halkın genel eğilimleri karşısında "bizim" kelimesini kullanamaz olmuştur. İçinde yaşadıkları topluma, toplumsal örgütlere "bizim" diyemeyen insanlar kendi fantastik dünyalarında, meslek öbeklerinde, siyasi kamplarda buldukları "biz" duygusuna kaçarlar. Ama gerçekte her insan teki için esas olan kendi zihnindeki soyut vatandan başkası değildir. Bu tür anlayış insanı kendi üzerinde kapanmaya hatta bencilliğe iter. Soyut vatanları seçmiş insanlar düşünce ve inançlarını dış görünüşteki beraberliklerine rağmen hiç kimseyle paylaşmadıkları için bazen çekingen ve bazen saldırgan olurlar. Somut vatan sahibi olsalar ve şartların özünü kavramak kaydıyla üzerinde yaşadıkları toprağı ve bu toprağın insanını kabul etmiş olsalardı başka herhangi bir insanla olan beraberlikleri görünüşte değil, esasta olacak, kendi soyut vatanlarının gurur kabarmasından uzakta bulunacaklardı.
Sayfa 60
𝐶𝑎𝑛 𝑦𝑜𝑢 ℎ𝑒𝑎𝑟 𝑚𝑦 ℎ𝑒𝑎𝑟𝑡? I want to ask him. 𝐼 𝑤𝑎𝑛𝑡 𝑦𝑜𝑢 𝑡𝑜 𝑚𝑎𝑘𝑒 𝑎 𝑙𝑖𝑠𝑡 𝑜𝑓 𝑎𝑙𝑙 𝑜𝑓 𝑦𝑜𝑢𝑟 𝑓𝑎𝑣𝑜𝑟𝑖𝑡𝑒 𝑡ℎ𝑖𝑛𝑔𝑠, 𝑎𝑛𝑑 𝐼 𝑤𝑎𝑛𝑡 𝑡𝑜 𝑏𝑒 𝑜𝑛 𝑖𝑡.
İlkel halklar, sesin tanrısal bir kökeni olduğuna inandılar. Ses, dinsel bir saygının konusu oldu ve ancak rahipler tarafından kullanıldı. Rahipler de sesi, dinsel ayinlerini yeni bir gizle zenginleştirmek için kullandılar. Sesin, yaşamdan farklı, bağımsız ve kendi başına bir şey olarak görülmesi, işte böyle oluştu. Bu gerçeğin üzerinde, bir fantastik dünya; dokunulmaz ve kutsal bir dünya olarak müzik de bunun sonucu olarak ortaya çıktı.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.