Fantastik tür - Ambriel'den bir alıntı
Evrenler'in ve Dünyalar'ın ilk yaratılış zamanlarında Tanrı, melekleri ile birlikteydi. İlk insan Adem'in yaratılışıyla ona çeşitli özellikler verildi, ve zamanla Tanrı'nın en büyük gözdesi oldu. Onun Adem'e olan ilgisini kıskanan Lucifer, daha o zamanlar da gelecek olan Büyük Savaş'ın kıvılcımlarını
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Geriye dönüp baktığımda ilerlediğimi görebilmek bunun farkındalığına sahip olmak benim için önemli. Bu sebeple 2023 yılımın özetini yapmak istiyorum. 2023 yılı benim hayatımda dönüm noktalarımdan biri. 18. yaşımı bu şekilde geçirmek ister miydim bilmiyorum ama 18'in büyüklüğüne yaraşır şekilde geçti. Üç bölüme ayırabilirim yılımı. Hastalık, tedavi ve iyileşme. Şuan iyileşme sürecimdeyim. Tekrar eski depresif ve umutsuz günlerime döneceğim diye korkmuyor değilim. Ama hayat bu endişe endişe nereye kadar, kuralına göre oynamak lazım. 3 aydır aralıksız sınava hazırlanıyorum geride 6 ayım kaldı. Şu sıralar bir sıkılma dönemindeyim ama bunlar çok normal ve inşallah atlatırım. Bu dönemlerde maneviyatım ,karakterim ve psikolojim üzerine düşünmelerim arttı. Bu konulara dair okuma yapmaya ve geliştimeye daha çok önem verdim. Kendim için çabaladım. Bir şeyleri değiştirebileceğimi biliyordum ama deneyimlemek paha biçilemez. Umarım kendimi geliştirme bilincinden hiçbir zaman uzaklaşmam. Kitaplara gelecek olursam bu yıl okuduğum kitaplar ilk başta en sevdiğim tür olan fantastik sonrasında da derslerim dolayısıyla tarihi romanlar oldu. Önümüzdeki sene Türk Edebiyatı , psikoloji ve tasavvuf temalı kitaplara yer vermek istiyorum. Umarım hedeflerimde başarılı olurum. Yanlışlar yapıp ders çıkartabildiğim, uyuşukluk etmediğim bir sene geçiririm. Ve hiçbir zaman dünyanın faniliğini unutmam.
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
