Peş peşe okuduğum dört Saik Faik kitabının ardından ki yaklaşık 70 civarında öyküye denk geliyor, bir durup soluklanmak, biraz okuduklarımı sindirmek, biraz da üzerimde biriken yükü boşaltmak maksadıyla bir mola vermek icab edince, bir semaver dibinden daha güzel bir köşe olamayacağını düşünüp çıkınımı buraya boşaltmaya karar verdim...
Gelin,
Evet, sert bir girişle başlamak istiyorum.
Salome hep aynı şekilde tanıtılıyor, bilmiyorum, fark ettiniz mi? Nietzsche’nin evlenme teklifi ettiği kadın... Yahu bu kadının bir tek meziyeti bu adamı kendine aşık etmesi midir? Salome’nin böyle bir adamı kendine aşık etmesi, ruhundaki derinliğin elbette bir tesiri olsa gerek. Fakat ben bu kadın için böyle tali bir tanımlama yapılmasının haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ne duyar kasmışsın dediğinizi duyar gibiyim, o yüzden kasmaya devam ediyorum aynı hızla!
Geçmişten beri özgür kadınlara pek yer yok dünyamızda. “Hanım hanımcık, çıtıpıtı, narin...” Bunlar hep bir kadında aranan sıfatlar. Hayır, bir erkek ne kadar kibar olmak zorundaysa, bir kadın olarak biz de o kadar kibar olmak zorundayız. Bizim ekstra bir nezaket göstermek, girdiğimiz her ortamda bir leydi edasıyla süzülmek gibi vazifelerimiz yok. Ayakları yere sağlam basan bir kadın olmak, bir prenses olmaktan inanın daha güzel!
Dünyadaki pek çok kötülük, bastırılmış isteklerden kaynaklanıyor. Ne kadar yasak varsa o kadar kirleniyor insanın zihni. Ne yapmak ve ne yaşamak istediğinden utanç duymak korkunç bir şey. Bir kadın için bu yasaklar çok daha büyük takdir edersiniz ki. En kötüsü de bir kadının saklanmak zorunda kalması. Saklanmak, pek çok şeyden. Toplumdan, aileden, yaşamak istediklerimizden, kendimizden, duyduğumuz hazlardan... Kitabın özü bu saklanma ihtiyacı ve saklanmayı reddediş üzerine kurulu bana göre. Ben anlatmayacağım, Feniçka anlatsın sizlere.
Özgür ruhlu tüm kadınlar ve(varsa) feminist erkekler; buradan hepinize selam ve sevgiler!
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,7bin okunma
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/Ca7g8HSt9kx
Son zamanlarda okuduklarınızın aynılığından sıkıldınız mı? Şöyle kafa açıcı, karlı havalarda yoğunlaşıp okumaya uygun, yaşadığımız gerçeklik hakkında sizi sorgulatacak bir kitap mı arıyorsunuz? O zaman
Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum, genelde çok çalışkan öğrenciler maddi durumu pek iyi olmayan ailelerden çıkar. Çünkü onların başka seçenekleri yoktur. Ne onları şımartmış ebeveynleri, ne de kendilerine mal, mülk veya iş bırakacak babaları vardır. Başarı, zorlukları aşarak gelir.
Merhaba! Merhaba ve elveda! Kitabımı okudum. Muzumu yedim. Suyumu içtim. Kahvemi hazırladım. Sigaramı yaktım. Ve şimdi de incelememi yazmaya başlıyorum. Dostoyevski, adamdır! Etkinliğimize -#28130221 - katılan herkese, selam olsun!
Öncelikle kitapta işlenen konunun bende yaptığı çağrışımından bahsetmek isterim. Özet
Fark ettiniz mi bazı kadınlar, bilhassa ömrünü ev hanımlığına adamış olanlar, makinelerden ve makineleşmekten hoşlanmazlar. Mutfağa aldığınız en küçük bir alete bile karşı çıkarlar. Çünkü onların hayatları boyunca öğrendikleri tek şey ev işleridir. Gelişen teknoloji ve icat edilen makineler, bu kadınların yaptıkları işleri daha kısa sürede, daha
Esasen ne kadar tuhaf bir ülkede yaşadığımın ayırdına varalı çok olmadı. Her şey o kadar hızlı gerçekleşiyor ki durup düşünmeye dahi vakit bulamadığım çok oluyor. Baylar tüm samimiyetimle itiraf etmek zorundayım ki bütün uyuşukluğum, olayların ardına geçip acımasızca ittiren zamanın suçudur.
Tuhaf ülkem işte, hangi hassas yerine değinecek
İnsan sevilmek istiyor. Sevilmek için seviyor. Bunun içindir belki sürekli yanılması. Her yanılgının ardından kalbinde bir delik açılır bir sonrakinde geçici süre kapanmak üzere. Yeni yanılgı, aynı deliği derinleştirir. Böyle devam eder ve derin bir mezar oluşur. Bunun içindir belki; kavuşulamayan, ayrılıkla noktalanan ya da kalpten coşkuyla
"SONSUZA DEK SEVDİKLERİNİZ
SONSUZA DEK SİZİNDİR."
BİR SELİN VARDI VE BENİM İÇİN HEP VAR OLACAK.
Bir kitabı okumak acı verir mi insana? Evet verir hem de öyle acı verir ki...
Yüreğiniz bir annenin evladını adım adım kaybetmesini kaldırabilecekse okuyabilirsiniz. Benim okuma sebebim biraz daha farklıydı. Bazı şeyleri biraz daha iyi