Damla damla oluşuyor hayat
Ölüm kımıl kımıl
Duymak kolay
Anlatmak değil
Her an
Farkındayım
Az az öldüğümün
Bilincindeyim doğan ayın
Eriyen karın akan suyun
Ve usul usul tükenen zamanın
Tekrarlayıp duruyor saat
Vakit de mahlûktur
Vakit de mahlûktur.
Bir kez tattın mı ihaneti, sonraki mutlulukların bile eksik artık.
Anlıyorum ki insan beyninde hiç beklemediğin anda, hiç beklemediğin bir şey, o ana kadar hiç fark etmediğin bir kapıyı aralayabiliyor.
Ama artık her şeyin farkındayım. Bu farkındalıkla ruhumda kocaman bir yara açılıyor...
Aşkları bile anlamsız, hayatlarında sadece tensel hazlar olan, kişilik sorunlarına teslim olmuş, duygularını dinlediklerini, onların emrettiği şekilde yaşadıklarını savunarak vicdanlarını rahatlatan, bu rahatlamayla başka hayatları yok etmeyi, kişilikleri ezmeyi, hatta bunu insanın gelecekte bile her yaşadığıyla hatırlayacağı bir yara haline getirene kadar uzatmayı umursamayan birileri. Bu birileri yüzünden yüzlerce, binlerce insan ruhunda yarayla yaşamak zorunda kalıp, güvensiz, kuşkucu, mutluluğundan bile şüphe eden kimseler haline geliyor. Tek gerçek aşk mutluluğunu, bu duyguları tanımadan yaşayabiliyor insan. İlk aşkta...
...bir daha aynı tadı alamayacağımı, bunları unutamayacağımı biliyorum.
Bir kez tattın mı ihaneti, sonraki mutlulukların bile eksik artık.
Doğru olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmayan bir önermeye inanmak sakıncalıdır.
Bu tür bir görüşün genel kabul görmesi durumunda bütün sosyal yaşamımızın ve politik sistemimizin tümüyle değişeceğini kabul etmeliyim; şu anda ikisinin de kusursuz olmasının bunu güçleştireceğini de kabul ediyorum.
Aynca (ve daha da önemlisi) bu görüşün, bu dünyada ve sonrasında başarıl ı olmayı hak etmek için hiçbir şey yapmamış insanların akıldışı umutlarından çıkar sağlayan kişilerin (gaipten haber verenler, çifte bahisçiler ve din adamları gibi) gelirlerinin azalmasına yol açacağının da farkındayım.
Bu önemli düşüncelere rağmen, ileri sürdüğüm paradoksun savunulabileceği kanısındayım ve şimdi yapmaya çalışacağım şey bu.