Şiirden uzak bir nesil, nesilden uzak bir şiir , anlamsız ama Aynı ama farklı
Franz kara
Franz kara
Aynı sularda yüzüyoruz ama aynı yollarda yürümüyoruz. İnsanlar dağınık ve farklı olanı sevmezler.
Reklam
"Türküm” ya da “milliyetçiyim” diyemeyenler, demek istemeyenler hiçbir karşılığı olmayan “Türkiyeliyim” ya da “Türkiye milliyetçisiyim” diye uydurma bir tanım ürettiler. Haberin Devamı Bu tartışma 100 yıl önce 1924 Anayasası’nda, “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese ‘Türk’ denir” şeklindeki Türklük tanımı
İLAHİYATÇILARDAN BİLDİRGE
Şeriat, İslam Demek Değildir.! Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bıraktığımız bu günlerde toplumumuz kısır ve tehlikeli bir tartışmanın içine çekilmek istenmektedir. Bu tartışma adeta dine rağmen din, İslam’a rağmen İslam denilebilecek düzeyde bir cahilliği içeren şeriat tartışmasıdır. Arap dilinde pek çok anlama sahip olan şeriat sözcüğü
Empati kurduğumuz zaman ve bu fazla olduğu zaman kendimizi mazlum görüp çok emek veren, fedakar biri olarak görüyoruz ve bu fazla geliyor. Doğru, empati çoktur ama bildiğimiz anlamıyla çok değildir. Bir konuda empati kurduğumuz zaman o konuya dair korkularımız ve inançlarımız konuşur. Aynı hisleri aynı korkuları yaşamadığın kişiyle birebir empati kuramayacağımızı düşündüğümüz için realitemizi buna göre yaratıyoruz. Empati kurmamanın da bencillik, halden anlamamak olduğunu sanıyoruz. Birinin hissini paylaşmak, anlamak, sevmek için önce kendini anlaman gerekir. Herhangi bir grubun fikrine, inanışına değil de tamamıyla kendin olarak baktığında, konunun empati kurabilmekle alakalı olmadığını, bakış açınla alakalı olduğunu anlıyorsun. Yaşadığın hayattaki mutluluğuna ve iç huzuruna bakıp kendini sevebilme becerini ölçebilirsin. Tüm duygular sağlıklı ve doğaldır. Hepsini taşıyor olmak seni bütün olmaktan alıkoymaz, bütünlüğünü bozmaz, bütünlüğünü yaratır. Ve bu hislerin dillerini öğrendiğinde her duygunun farklı bir versiyonunu taşırsın. Öfke kötüdür deriz ama öfkemizi; gerektiği yerde bir şeyleri bırakabilmeye, tavır almaya ya da kendine saygı duyduğunu hatırlatmaya çevirebilirsin. Bunu da o duyguyu hiç bilmeden yapmak pek mümkün değildir. Böyle bakabildiğinde algıların sarsılır. Bu kendine ulaşmanın ilk adımlarından biridir. Doğru yerdesin. Orda kalmayı dene..
MÜSLÜMAN ANADOLU AKLI ve GÖNÜLLÜ KÖLELER...
- "Müslüman-Anadolu insanı 15 Temmuz’da durumun vahametini gördü, Türkiye’yi tarihî misyonunun gereğini yerine getirmeye ve bu konuda farklı politikalar geliştirmeye zorladı. “Üst akıl” ve onun “görünen el”i konumundaki devletler bunun farkında, Türkiye’yi İslâm âlemi nezdinde itibarsızlaştırıp yeniden kendi güdümlerine almak için, legal ve illegal planda her türlü oyunu deniyorlar. Jön Türk/Kemalist geleneğin fideliğinde yetişen laik-Kemalist kesim ise, bunların değirmenine su taşımaktan, gönüllü kölelikten büyük zevk alıyor. Akıllarınca, karşı oldukları ama hakkında hiçbir şey bilmedikleri kutsal kavramları, kendi ufacık laik-Kemalist kutularına sığdıracaklar! Hallerine şuurları olsa böyle bir şeyi hiç denemezlerdi. Zira vaktiyle, aynı şeyi Marksist-liberalist-modernist ağa babaları da; kendi özel Tanrı’ları aracılığıyla, aslında Allah’ı aradıklarının ve tüm faaliyetlerinin O’na doğru olduğunun idrakinde olmadan denediler, ama “varlık” onların “kabaklı”na da sığmadı. Fakat ağır bir hastalık bu! Teşhisi koyan mütehassıs da Salih Mirzabeyoğlu: “İmandan nasibi olmayan bir insana, hiçbir delil fayda vermez.” (MEVLÜT KOÇ, "Gelecek Geçmişindir!", Aylık Dergisi 150. Sayı Mart-2017'den iktibas, barandergisi.net, 3 Ekim 2023)
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.