Marksist Açıdan Türk Romanı
Marksist Açıdan Türk Romanı
Ulaş Başar Gezgin
‘Marksist Açıdan Türk Romanı’ bugün eksikliğini duyumsadığımız yapıtlardan. ‘İşitilmedik Bir Vaka’ (Hüseyin Rahmi Gürpınar), ‘Çalıkuşu’, ‘Yeşil Gece’ (Reşat Nuri Güntekin), ‘Kuyucaklı Yusuf’, ‘İçimizdeki Şeytan’ (Sabahattin Ali), ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’, ‘Gurbet Kuşları’ (Orhan Kemal),
* Böll'ün Palyaço, Babasız evler, Ve o hiçbir şey demedi kitapları sonrası okuduğum dördüncü kitabı. Özellikle eserlerinde savaş sonrası dönemi inceleyen, sokağı, bireyi, yaşadığı psikolojiyi derin bir şekilde eserlerinde yansıtmıştır.
** Böll Fahmel ailesinin üç kuşaklık portresini çizerken Alman toplumuna, aile yaşantısına yoğun eleştiriler getirmekten çekinmez. Fahmel ailesini iki hayvan metaforu üzerinden çelişkileri, yalnızlıkları, faşizm ve nazizm imgelerine açıklık getirir.
*** Sadece 24 saatin anlatıldığı romanda, Wilhelm dünyasından Federal Almanya'ya geçişte Mimar Fahmel ailesi ve uygarlık alaycılığı...
**** Bir yandan savaş dönemi ve nazi faşizm döneminde örnek bir nazi sempatizanı, demokrasi döneminde ise ileri demokrasici aile bireyleri... İki yüzlülük ve riya abideleri...
***** Fahmel ve ailesi üzerinden savaş psikoloji, siyasi sempatizanlık, para felsefesi argümanlarıyla örülü bir eser... Okuyun.
Hitler'in siyasi ve tarihi kimliğini bir kenara bırakarak okumak gerekir diye düşünüyorum. Siyasi ve tarihi olarak yeterince incelenmiş ve analiz edilmiş zaten. Bu konuda kalabalık etmeye gerek yok.
Benim asıl ilgimi çeken, diktatörlüğü ve acımasızlığı ve deliliğinden öte kitapta yaptığı tespitlerin ilgi çekiciliği oldu. Bana kalırsa iddialı olacak belki ama o kadar sosyalist söyleme rastladım ki. İşçi sınıfını etkisi alan sosyalit disiplinin başka zihinlerde nasıl farklı tezahür ettiğini görmek şaşırtıcı. Faşizm ve sosyalizm harmanı bu fikirler ve tespitler objektif bir şekilde ele alınınca nasıl bir beyinden çıktığı insana hayret veriyor.
Birbirine zıt olduğu söylenen ama pratikte pek de uzak olmadığını düşündüğüm faşizm-sosyalizm dengesi biraz akıl karıştırıyor.
Faşit olarak nitelendirilen ama partisinin adı sosyalist parti olan, zaman zaman insani sözler söyleyen bir şeytanın kavgası okunacak kitapta. Farklı kaynaklarda geçen yahudi önde gelenleriyle yapılan siyonist bir anlaşmanın tarafı olduğu söylenir. Almanya 'da yaşayan yahudileri İsrail devletine sürgüne zorlayan bir kiralık katil olarak görüyorum. Parasını ödeyenler de bizzat yahudi toplum mühendisleri. Katil ve maktul aslında aynı kişiler. Okunası bir kitap.
20. Yüzyıl Avrupasının önce demokrasi sonra faşizm, Nazizm ve komünizm rüzgarlarıyla sarsılmasını inceleyen Amerikalı tarihçi Timothy Snyder, bize Tiranlık tehditlerinin zeminini ve bu tehdite karşı nasıl önlem almamız gerektiğini yirmi madde ve örnekler ile günümüze uyarlanmış şekilde anlatıyor. Çok bilgilendiğim, geçmiş ile bugün arasında bağ kurup çıkarımlar yapabildiğim kısa ve öz bir kitaptı. Maddeler ve özellikle açıklamaları önemli ve doyurucuydu. Herkesin okumasını tavsiye ettiğim kitaplardan biri oldu.
Siyasal İslamcıların ve faşistlerin ipliği pazara çıkarılmış
İslamo-Faşizm; siyasal islamcılarla faşistlerin hedeflerini ve yöntemlerini teşhir eden, deyim yerindeyse ipliklerini pazara çıkaran bir kitap olmuş... Merdan Yanardağ; mevcut baskıcı, otoriter, faşizan siyasi iklim içerisinde kalemini çok ama çok cesurca oynatmış; daha doğru bir ifadeyle mesleğinin hakkını tam anlamıyla vermiş
Orwell bir harika!
Sömürgeci İngiltere, sömürülen topraklar Burma, yıl 1926.
İngilizler ve yerliler arasındaki, beyaz sahiplik ve renkli alt tabaka yerlilerin hayatından kesitler ve olaylar, sanki orada oturmuş bir köşede seyrediyormuşuz gibi çok başarılı bir şekilde aktarılmış.
Üstünlük duygusu, ırksal faşizm, uygarlık ve o güzelim doğa, kelimelerden beynimize doğru akıyor.
