Kalkınız! Ben Sultan Mehmed; sana, emsâllerine ve bütün halka söylüyorum ki; bu günden itibâren artık ne hayâtınız ve ne de hürriyetiniz husûsunda benim gazâbımdan korkmayınız!" diye Ayasofya da bulunan patriğe ve eğilmiş halka 29 Mayis 1453 yılında böyle hitap etmiştir.
"Hüner, bir şehir kurmak kadar orada yaşayanların kalbini de abad eylemektir."
Cesaret ve gayretiyle İstanbul'u, adalet ve dirayetiyle gönülleri fethetmiş büyük hükümdar Fatih Sultan Mehmet Han'ı rahmetle, saygıyla, şükranla yâd ediyorum.
İstanbul'un, IV. Haçlı seferinde (1204) Avrupa'dan gelen Latinler tarafından alınması üzerine, Bizanslılar, İstanbul'u terkedip İznik ve Trabzon'da iki ayrı devlet kurmuşlardı. Trabzon'daki Rum împaratorluğu'nun başında İstanbul'un fethi sırasında David Komnenos bulunuyordu. Sınırları, Karadeniz Ereğlisi'nden Batum'a kadar uzanmaktaydı. Ayrıca, İmparator Komnenos, bölgedeki güçlü ülkelerden biri olan Akkoyunlularla da iyi ilişkiler içinde idi. Kızını Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasana vermişti. 1458 yılında İmparator Komnenos Osmanlı
Devleti'ne önceden beri verdiği yıllık üç bin altın vergiyi vermedi. Osmanlılara bağlılıktan da ayrıldığını bildirdi. Bunun üzerine Trabzon üzerine bir sefer düzenleyen Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında bu devlete de son verdi.
“ Lala emin ol ne hazineni isterim ne hayatına kastım vardır. Muradım yalnız İstanbul’un fethine yardımındır. Şu yastığı görüyor musun? Döne döne bu hale getirdim. İstanbul’un fethi gerçekleşmedikçe rahat etme ihtimalim yoktur.”