Kafkasya, tarihi boyunca birçok ırkın beşiği ve mezarı oldu. Sanskritçe' den gelen "Kafkasya" kelimesi beyaz, karlı dağlar an­lamına geliyor. Elbruz ve Kazbek'in karla kaplı zirveleri, Kafkas berzahı boyunca uzanan sıradağların üzerinde parlar. Bu dağ sil­silesi, işgalcilerin önünde adeta doğal bir engel bir kale gibi
İstanbul'da tahta çıkan ilk padişahtır. Tahttan indirilen padişahların da ilkidir. Cülusu sırasında ve saltanatının sonunda Yeniçeri ayaklanmaları olmuştur. (...) Amasya'daki yarı mistik, yarı şairane saray muhitinde afyon ve içki bağımlısı oldu. Fatih, oğlunun bu durumunu öğrenince onu sefahate alıştıran Müeyyedzâde Abdurrahman
Sayfa 113 - 8- Sultan II. BayezidKitabı okudu
Reklam
II. Mehmed, Bizans İmparatoru XI. Konstantinos Palaiologos'a (1449-1453) kenti teslim etmesini resmen bildirdi ve Haziran 1452'de savaş durumu ilan etti. (...) II. Mehmed, saltanatını İstanbul'un fethiyle taçlandırmakta kararlıydı. (...) Otağını St. Romanus Kapısı'nın karşısında kurduran II. Mehmed topların ateşlenmesi
Sayfa 96 - 7- Fatih Sultan (II.) MehmedKitabı okudu
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER DOĞUM YERİ VE YILI Hamdullah Suphi, İstanbul Aksaray'da Horhor'daki Abdüllatif Suphi Paşa Konağı'nda doğmuştur. Bu konak onun ölümünden sonra İstanbul Üniversitesi tarafından satın alınarak, muhafaza altına alınmıştır. Doğum tarihi ile ilgili olarak muhtelif tarihler 1884, 1885 ve 1886 yılları
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
Reklam
"ZÂDE" DEĞİL, “OĞUL” "Bin Temel Eser" arasında dili, günümüzün Türkçesine çevrilerek tarafımdan hazırlanan “Âşıkpaşaoğlu Tarihi" için yazılan bir tenkid cidden canımı sıktı. Bir ilim ve ihtisas konusu olan böyle bir yazıyı, hiç bir şey bilmeden yazan bir insana cevap vermek mecburiyeti elbette ki can sıkıcı olacaktı.
Osmanlı Padişahları
Ali Canip Yöntem'in, liselerin dokuzuncu sınıflarında okutulan "Edebiyat" adlı kitabında bir kayıt, "... O aralık Abdülmecid tahta geçmişti. Bu, her Osmanlı pâdişâhı gibi gafil ve bîçâre bir adamdı..." Ali Canip Yöntem, câhil zamane dalkavuklarından birisi bulunsaydı, bu sözün belki o kadar ehemmiyeti olmazdı.
Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
İlk Osmanlı tarihini yazan Ahmedi, Sultan Alaeddin ile Gündüz Alp'in ilişkilerine temas eder, ancak Gündüz Alp'in nereden geldiğini belirtmez. Fatih Sultan Mehmed döneminde eserlerini yazan bazı tarihçiler (mesela Enveri), hanedanın atalarından birini Şah Melik olarak anar ve onları Urfa'dan yola çıkarır, Sultanönü'ne (Eskişehir bölgesi) getirir. Aynı dönem tarihçilerden bir diğeri (Şükrullah) ise Osmanlıların Selçuklu soyu ile birlikte Anadolu'ya geldiği iddiasındadır ve onları Karacadağ'a yerleştirir. Bir başka tarihçi ise Ahlat'ı temel alarak bunların önderleri olan Kayık Alp'den bahseder ve yine Osman Bey'in atalarının Ankara-Karacadağ'a geldiklerinin belirtir (Karamani Mehmed Paşa). Osmanlı hanedanın ataları arasına meşruiyet iddiasını temin etmek için eklediği anlaşılan Süleyman Şah'ı bir tarafa bırakırsak, kaynakların üzerinde birleştikleri şahsiyetler, Gök Alp, Gündüz Alp, Ertuğrul, Sungur Tekin, Göndoğdu, Sarıyatı ve Osman Bey'dir. Süleyman Şah meselesi ise Osmanlıların Anadolu Beylikleri arasında üstünlüğünü vurgulamak üzere kronik yazarlarınca özellikle gündeme getirilmiştir. Nitekim Osman Bey'e atfedilen -tarihi hakikatten uzak olduğu açık- Selçuklulara karşı üstünlüğü vurgulayan ifadelerde, Süleyman Şah'ın Osmanlıların atası olarak onlardan çok önce Anadolu'ya geldiği tezi öne çıkarılmıştır.
Reklam
Moğol İmparatorluğu'nun yükselme ve gerileme dönemlerinde yaşa­dı ve hükümdar oldu. Dedesi Cengiz Han'ın Pekin'i ele geçirdiği 1215 yılında doğdu. 1294 yılındaki ölümü de Moğol İmparatorluğu'nun yüzyılın başından itibaren artan çöküşüne ve parçalanışına denk geldi. Göçer bir fatih olmaktan çıkarak, yerleşik bir toplumu etkin biçimde yöneten ilk