Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
368 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kaan Murat Yanık 1988 yılında doğdu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okudu. TRT Arapça kanalında çalıştı. Birçok edebiyat dergisinde öykü ve denemeleri yayımlandı.Yayınevlerinde editörlük, danışmanlık yaptı.Televizyon kanallarında kültür ve sanat temalı programlar hazırlayıp sundu. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde
Butimar
ButimarKaan Murat Yanık · Ketebe Yayınları · 20223,935 okunma
Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Devletin kaderi halkın nasıl yaşadığıyla doğrudan ilgilidir. Vergiden perişan olmuş sefalet içerisinde ve açlıktan sürünen halk adalete ulaşamaz. Karşısında kendini çaresiz hissedeceğiz zulümle her yerde karşılaşır ve mollaların söylediklerinin onun için tek koruma olduğu ortaya çıkarsa o zaman devlet zayıflar sarsılır ve eninde sonunda herhangi bir Fatih için kolay bir ganimete dönüşür. Yasaların halkı refaha götürecek biçimde düzenlenmesini sağlamamız gerekir.
Bizans düşünce, Fatih bilhassa bulunabilen bilim kitaplarının toplatılması emrini vermiştir. Toplatılan kitaplar arasında 64 haritalı eksik bir Ptolemaios Atlası'nın bulunduğu tahmin edilmektedir. Fatih bunun derhal o zaman İslam dünyasının bilim dili olan Arapça'ya tercüme edilmesi emrini vermiş (nasıl ki aynı kitabın ilk Avrupa tercümeleri de Latince'ye yapılmıştır) ve Bizanslı bilim insanları ve o zaman Müslüman olarak kendi hizmetine girmiş olan baba-oğul Amirutzes'lerden bir de içindeki haritaları kullanarak büyük bir duvar dünya haritası yapmalarını istemiştir (Bu harita bugün kayıptır). Amirutzes'ler bu işle meşgulken yeni ama bu sefer tam bir nüsha bulunmuştur. Bu yeni nüshanın işte bugün elimizde bulunan Kodeks Seragliensis Gayri İslami 57 olduğunu biliyoruz. Fatih bu muhteşem atlası özenle incelenmiş ve kütüphanesine kaldırtmıştır. Ancak Fatih'ten sonra ne yazık ki kütüphanesine özen gösterilmemiş, kütüphane dağılmış, parçaları da korunamamıştır. Ptolemaios Atlası da bu ihmalden payını almış, hatta en az bir sene Topkapı Sarayı bodrumunda su içinde kalmıştır.
Sayfa 106 - İnkılab KitabeviKitabı okudu
792 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bilime Adanmış Koca Bir Ömür
Avrupa Bilimler Akademisin'in ve Amerikan Bilimler Akademisin'in ilk Türk üyesi, Rus Bilimler Akademisin'e
Fuad Köprülü
Fuad Köprülü
'den sonra seçilen ikinci Türk, Türkiye Bilimler Akademisin'in en genç kurucu üyesi, TÜBİTAK Bilim ödülü kazanan en genç bilim adamı... İki şeref doktorası, Paris'te Collége de France'ta profesörlük,
Bilgiyle Sohbet
Bilgiyle SohbetCelal Şengör · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2021853 okunma
Zamanın Sultanları ve Şimdinin Ruh Hali: Bir Başlık Arayışı
Kapıcı Süleyman mı daha rahat bir hayat sürdü yoksa Sultan Süleyman Mı? Düşünsenize İkinci el Brodaway’i olsaydı Sultan Süleyman’ın o kadar yorulur muydu acaba devlet işlerini yönetirken. Ya da elinde tuşlu da olsa bir cep telefonu olsaydı Şehzade Mustafa’nın masum olduğunu geç olmadan öğrenebilir miydi. Hastalandığı zaman özel hekimlerini
Reklam
Fatih Sultan Mehmet
Avrupa'daki Rönesans Hareketleri, İstanbul'un Fethi ve bu fethin akabinde gelişen ilmi havanın tesiriyle başlamıştı. Fetihten Sonra İstanbul'dan İtalya'ya Giden bilim adamları orada eski Yunan Ve Roma eserlerini inceleyerek Rönesans'ın Başlamasına etkide bulunmuşlardı. Böylece İstanbul'un Fethi, Avrupa'nın İlmen de fethi oldu.
Sayfa 146Kitabı okudu
Fatih Sultan Mehmet
İpek yolu'nun Orta Asya'dan Avrupa'yan Giden Kolunun Osmanlı Devleti'nin Eline Geçmesi Avrupalıları Yeni ticaret yolları arayışına yöneltmiştir. İstanbul Feth Edildiği Sırada Hristiyan Bilim adamları Müslüman Alimlere Göre oldukça geri kalmışlardı. Fetihle Beraber İstanbul, İlim aleminin ve özellikle de Dünyanın Çevresini Metre Metre Ölçmeye Çalışan Koca Çelebilerin, Molla Fenarilerin ve benzeri alimlerin merkezi haline geldi.
Sayfa 145Kitabı okudu
Sarı Lütfi, Fatih'e, onunla şakalaşacak kadar yakın olan matematikçi ve Fatih'in kütüphanecisi, II. Bayezid tarafından Sultanahmet'te dinsizdir diye astırılmamış mıydı? (...) "Cihan padişahımız" Muhteşem Süleyman, Piri Reis'imizin kafasını uçurtacak yerde ona destek verseydi, bizden de bir Macellan, bir Vasco da Gama çıkmaz mıydı? Bilim adamı diye yere göğe koyamadığımız Kâtip Çelebi'miz hakkında merhum hocamız Mükrimin Halil Yınanç ne demişti? "Zamanının büyük dâhileri Descartes, Newton, Leibniz gibilerin yanında Çelebi olsa olsa meraklı bir müptedidir!"
Sayfa 33 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Büyük bir bilim ve sanat koruyucusu olan Fatih'in sarayında Ali Kuşçi, Hocazade gibi müslüman bilginlerin yanı sıra Trabzonlu Georgios Amirutzes, arkeoloji meraklısı Ciriaco de Pizzicolli, ressam Gentile Bellini gibi yabancılarda bulunuyordu. Açık görüşlü ve taassuptan uzaktı. Döneminde batı kültürü ile Osmanlı kültürü serbestçe biraraya geldi. Din ve felsefe konularına gençliğinden beri duyduğu ilgi ömrünün sonuna kadar sürdü. Arap ve Fars edebiyatı iyi bildiği gibi Yunan filozoflarının arapça ve farsçaya çevıilmiş eserlerini okur ve çevresiyle tartışırdı. Öteki sanatlarla oldugu gibi edebiyat ve özellikle şiirle de yakından ilgilenmiş, çağın şairlerini sarayında toplamış, onları himaye etmiştir. Avnî mahlâsıyla kendisi de şiirler yazmış, bu şiirler tarihi kaynaklara dayanılarak toplanmış, Divan-ı Avnî (1904), Fatih Divanı (1944), Fatih'in Şiirleri (1946) adı altında yayımlanmıştır.
Sayfa 5
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı okuyacak arkadaşlar, hiç kuşkum yok, epey şey öğrenecekler, yararlanacaklar. Benim şahsen yararım ise şu oldu. Çocukken kırk yılda bir eve uğradığında, öğleden sonraları dinlenmeye, yatağına uzanır; beni de yanına çağırır, yanına, koluna yatırırdı. Bu yazıları okurken o demlerde kokladığım o güzel insan kokusu yeniden burnumu
Geçtiğim Günlerden
Geçtiğim GünlerdenHasan Ali Yücel · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019145 okunma
Bir başka kitap sizi alıp Eflatun'a kadar götürür oradan Kadim Mısır'da iİmhotep'e yahut Aristo'nun talebesi Büyük İskender'e gidersiniz. Sonra Selahaddin Eyyübi'yi ziyaret edersiniz. Fatih'e, İmam Rabbani'ye, Molla Sadra'ya, Nasrettin Hoca'ya gidersiniz. Insan zihin dünyasında işte böyle flanör olmalı, dolaşmalı, gezmeli.Düşünce, bilim, din, edebiyat ve sanat dünyasında değişik semtlerine, bahçelerine, vadilerini, ovalarına, zirvelerine, serbest bir şekilde gidebilmeli ki bir işi disiplinli ve planlı bir şekilde yaparken onun adını, lezzetini, halavetini, güzelliğini aynı anda yaşayabilsin.
Fatih Sultan Mehmed
Bilim ve sanat adamlarının gerektiğinde padişaha kafa tutacak kadar kişilikli olduklarına, Sinan paşa'nın, padişahın gazabına uğrayıp tutuklanması üzerine bilginlerin söz birliği ederek kendi eserlerini yakıp memleketi terk edeceklerini bildirmeleri karşısında Fatih'in Sinan paşayı serbest bırakmak zorunda kaldığı delil olarak gösterilir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Batı’nın tercihi, hesap ve ölçüye dayanarak dunyayı zaptetmek ve tabiata karşı bir fatih edasıyla davranmak şeklinde gelişti. Onun temel ve kendine has tecrübesi, artık "ben tabiata aitim" değil, aksine "tabiat bana aittir" oldu. Derken Batı ilahi boyutunu, yani birçok imkâna pencere açan ve adına müteâlilik (aşkınlık) denilen boyutu da kaybetti. Bu "tek boyutlu" insan, bu sadece bilim ve teknik akıllı insan, bu tabiattan ve ilâhî olandan kesilip koparılan insan, Atina sofistlerinin iddia ettikleri gibi, artık "her şeyin ölçüsü” oldu.
880 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.