Mâlum olan bir şey, duyular için de var olmadığı sürece insanın o şeyi idraki, zâtının kemaliyle tamamlanmış olmaz. İlmen idrak ettiği şeyi, varlığından sonra bir de duyu ile idrak ederse insanın o şeye karşı idraki zâtı itibariyle tam olur. İnsanın var olmasını istediği şeye muhtaç olmasının sebebi, mâna ve duyudan mürekkep olmasıdır. Kendisini tercih edene ihtiyaç duymasının sebebi de onun mümkün bir varlık olmasıdır. Hak Teâlâ ise mürekkep değil tektir. Onun şeyleri idraki, varlık ve yokluk hâllerinde hakikatleri ne ise o üzere, tek bir idraktir. Bu sebeple kullarda olduğu gibi şeyleri ihtiyaç dolayısıyla yaratmamıştır. Bu sebeple Fâtır süresi 15. âyette “siz ise fakirsiniz” buyurulmuştur.
Ey insanlar! Allah’a muhtaç olan sizlersiniz. Allah ise hiçbir şeye muhtaç değildir ve mutlak kemaliyle hep övgüye lâyık olan O’dur. (Fatır Suresi 15.Ayet)
Ey insanlar!
Allah’a muhtaç olan sizlersiniz. Allah ise hiçbir şeye muhtaç değildir ve mutlak kemaliyle hep övgüye lâyık olan O’dur.
Fatır Süresi 15
Tefsiri
15. İnsanı yaratan ve onun ihtiyaçlarını en iyi bilen Cenâb-ı Allah bütün beşeriyete yönelik bir uyarıda bulunmaktadır: Allah’a muhtaç olan insanlardır, Allah ise hiçbir şeye ve hiç kimseye muhtaç değildir. Üstelik yaratılmışlar üzerindeki üstün nimetlerinden ötürü hamdedilmeye lâyık olan yalnız O’dur. Bu uyarıdan, ibadetin insanın buna muhtaç olmasından dolayı emredildiği, dolayısıyla din duygusunun ve Allah’a ibadet etme eğiliminin fıtrî olduğu ve baskı yöntemleriyle yok edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.