Gözlerim karanlığa alıştıkça kopkoyu renkleriyle meyveler gece lambaları gibi tek tek belirip kırmızı, yeşil, sarı huzmelerle ay ışığına tutunuyorlardı.
Hiçbir duvara komşu olmayan, etrafında tek ağacın bulunmadığı bu yalnız çınar daha önce de saklamıştı toplarını. Ama her seferinde tutunamayıp kayıverirdi top yaprakların arasından, oyun soğumadan geri gelirdi.
Gökyüzü masmavi. Bu mavilikte bir şey var; bir haber. Kavak ağacına gittim. Eskiydi buralarda, neler olup bittiğini anlayabilirdi. Sapanımla bir taş atıp bekledim. Bir hışırtı duysam yeter!