"Sayın bayım" diyerek oldukça ciddi bir tavırla yeniden söze başladı, yoksulluk ayip değil, bir gerçek. Sarhoşluğun erdem olmadığı ise daha büyük bir gerçek.Ama sefillik sayın bayım, sefillik yüz karasıdır.
Dostoyevski'nin büyük bir ustalıkla dile getirdiği gibi, XVIII.yy. rasyonalist düşünürlerinin ileri sürdüklerinin tersine, tek başına bir insan hiç de "yapayalnız" değildir. Insan yalnızca belirli bir toplum içinde yaşamakla, her hareketiyle başka insanlara bağlı bulunmakla kalmaz, ama aynı zamanda toplumu kendi içinde, kendi yüreğinde taşır; ilk bakişta görülmeyen, gerçekteyse onu çevresiyle sımsıkı ilişkiler içinde tutan bir bağla bağlidir topluma. Bu bağın kopması, kisiliğin hem maddi, hem manevi planda parçalanmasıyla eşdeğerdir; ya da başka bir değişle, bu bir tür intihardır, iste Raskolnikov'un cinayetten sonra derin acılar içinde toplumdan kopmuşluk duygusunu yaşamasının nedeni budur.
Kronik vicdan azabi, tum ahlakcilarin hemfikir oldugu gibi, hic de istenmeyen bir duygudur. Eger kotu bir davranista bulunduysaniz, pismanlik duyun, elinizden geldigi kadar durumu duzeltin ve birdahaki sefere daha iyi davranmaya bakin.
Yusuf, kenan iline donecek, birakin matemi,
Ahirlar gul bahcesine donecek, birakin matemi.
Bir tufan patlayip tum canlilari bogmaya kalkissa,
En guclu kasirgayi bile asacak
Nuh gibi bii kilavuzunuz var, birakin matemi.