Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
“Her şeyin herkese anlatılmayacağını öğrenene kadar çok tanışacak, çok konuşacak, çok yanılacaksın.” Demişti birisi. İnsanlar hakkında ne kadar az şey bilirlerse, sen o kadar özgür oluyorsun. Hayat boyunca bazı şeyler sır kalmalı. Anlatmak rahatlatıcı bir eylem ama çok tehlikeli.
İnsanlar daima konuşur. Hikayeni bilmeden, yürüdüğün yollardan geçmeden, seni tanımadan ve idrak etmeden daima konuşur. İç dünyanda ne yaşadın nasıl bu hale geldin bilmezler ama konuşurlar. Hepsine kendini anlatamazsın, herkese kendini sevdiremezsin. Hayat, başkası için yaşanmaz.
Oruç Aruoba, 'sadakati' şöyle anlatıyor 'İle' adlı kitabında.. ''..kişinin kendinde bir kişiye bir yer ayırması ve o yeri hep onun için korumasıdır..''