öyle yıkma kendini
öyle mahsun, öyle garip…
nerede olursan ol
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne
tükür yüzüne celladın
fırsatçının, fesatçının, hayının…
dayan kitap ile
dayan iş ile
tırnak ile, diş ile
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni!
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Kendimi haklı görüyor değilim;
Ama kendimi savunuyor da değilim
Hele yargılamayı hiç beceremiyorum, kendimi de dünyayı da..
Dünya ne ise oydu;
Ben de ne isem o oldum
Uyuşamadık !
Hepsi bu...
Bu sakin öğle vakti... Mevsim taze, gün ılık,
Bir dersten çıkmış kadar içimde bir ferahlık. Yeniden yapraklanan şu çınarın gölgesi,
Şu beyaz minareden dökülen ezan sesi.
Şu yosun tutmuş çeşme, her bir taş servilikten, Bana bahsediyorlar en sonsuz iyilikten.
Cetlerimin mermerde seyrettiğim yazısı.
Bir saatin vuruşu: Günün henüz yarısı. Çocukların koşuşu, kuşların dem çekişi Mesut ediyor beni vatanımın güneşi.
Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle
daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere
Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle.
Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı. Sonra
sonsuz çalgısı sevinçsizliğin.
Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de
Duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir hüzünle...
Everest Sabahattin Ali’ye el atmış😊Hiç te alışılmışın dışına çıkasım yok😃Biz Sabahattin Ali’yi YKY ile sevdik.Everest Hasan Ali Toptaş ve Orhan Kemal ile güzel😃🤷🏻♀️