Nihayet şairin çalışma odasına vardık. Kafileye kılavuzluk eden memur, üstü baştan başa mürekkep lekeleriyle kaplı eski bir yazı masası önüne gelip de "Goethe Faust'u bu masa üzerinde yazdı. Bu lekeler Faust'un lekeleridir!" dediği zaman kalabalığın son hadde varan merakı ve heyecanı, ışık halinde gözlerden taştı. Bu hayran gözlerde lekeler, mürekkep lekeleri değil, fakat bir ebedi lacivert semada namütenahi yıldız serpintileri idi.