Öncelikle şunu söylemek isterim ki; Arthur Schopenhauer, nam-ı diğer Arthur amcacım büyük adamdır. Bana göre, yaşamış ve düşüncelerini olağanüstü bir şekilde açıklayabilmiş en nadide insanlardan biridir. Dolayısıyla, burada ifade edebileceğim her anlayış, her açıklama, her düşünce vs. kısacası kullanabileceğim hiçbir kelime, onu anlatma konusunda
Güney Koreli, filozof ve yazar olan Byung - Chul Han dan okuduğum ilk kitap ama sanrm son olmayacak üslubunu ve dilini çok sevdim. Felsefi derinliginin yanında duygusal bağlamaları da çok güzel anlatmış, zamana dair durumlar ve kokuyu resmen o anlatırken ben hissettim ki felsefik bağlantısında da her duruma vakıf olabilmek isterdim ama kendi bağ
~~~Meksika, hüzünlü insanlarla mutlu çocukların ülkesi~~~ diyerek başlayan söz unutulmaz kitap başlangıçları arasında olacaktır benim için...
20. yüzyılın 2.nci yarısında roman sanatına kendi damgasını vurmuş yazarlardan 1i olan Fuentes'in, yazar olma yolundaki 2başyapıtından 1isi ~Doğmamış Kristof~ Meksika tarihini öğrenmeye yönelik 1kitap olup,
(Eleştirilerinizi bekliyorum, sevgiler.)
Sumru, kasvetli bir sonbahar akşamında, rüzgâr önünden vınlayarak geçerken, kaldırımda hızlı adımlarla yürüyordu.
Şehirden kaçıyordu. Ailesinden, erkek arkadaşından, sosyal hayatından, her şeyden.
Babasının gece geç saatlerde sarhoş bir şekilde eve gelip annesine şiddet uygulamasından... kimsenin ona
"Yanlış zamandaki doğru insan, doğru zamanda tekrar karşısına çıkabilir mi?", "İlk görüşte aşk var mı?", "Ruh eşinizle gerçekten önünde sonunda karşılaşabilir misiniz?" sorularına verilmiş en iyi cevaplar bu kitapta toplanmış.
Bu kitap beni üzdü, parçaladı, dağıttı, topladı, onardı, mutlu etti, huzurla doldurdu. Her
Herkese Merhabalar,
2021 yılının daha 10. Gününü geride bırakırken senenin ilk favori kitabı benim açımdan belli oldu bile. Bir süredir okuma planımda vardı ve Amazon’un sene sonu indiriminde alıp elimde ki seri biter bitmez bugün başladım ve az önce içimde bir burukluk ve kalp ağrısı ile bitirdim…
Kitabı uzun uzun anlatmayacağım ama hani bundan
Yaşadığı dönemde ilgi görmemiş, anlaşılamamış ve tutunamamış bir yazar Oğuz Atay. 1971’de iki cilt halinde yayımlanan Tutunamayanlar, kalın olduğu gerekçesiyle depodan dahi çıkarılmamış, satılmamış. Oyun olarak sunulduğunda beğenilmemiş, sahnelenmeye değer görülmemiş ve daha birçok olumsuzluk… Bu sıralarda layık görüldüğü tek ödül “TRT Roman
27.01.2021 Yorumum:
Historical türüne asıl girişimi yaptığım kişi Julia Quinn olduğu için 10 sene öncesi kendisi benim favori yazarımdı. Fakat şu an itibarıyla Sarah Maclean ve Judith McNaught'tan sonra en sevmediğim 3. historical yazarı unvanını elde etmiş oldu. Bridgerton serisini 2006'da bitiren yazar, 2007-2010 yılları arası Bevelstoke ve Two
İmkansızın Şarkısı
Kapalı bir havada sürekli yağmur yağarken arka fonda bir müzik kutusu gibi hiç durmaksızın size şarkılar çalan bir kitap okudunuz mu?
Romanın ilk satırlarından sonuna kadar arka fonda sürekli yağan yağmur ve müzik sesi eşliğinde bu kitabı okuyor olacaksınız.
Kitabın Orijinal Adı: ‘’Norwegian Wood’’
Ama bu kitap da aşırı güzeldi!!! Elizabeth, sen tam bir historical kraliçesisin!
Normalde uzun seriler bir yerden sonra tekdüze şekilde ilerlemeye başlar fakat Maiden Lane her kitapta tersini ispatlamaya devam ediyor. Kendi içimde seriyi 4'e ayırdım. 1-3 arası cin üretimini, 4-6 arası ve 11. kitap St. Giles Hayaletleri'nin maceralarını, 7-9
Bridgertonlar Smythe-Smithler'i biliyorlar, siz biliyor musunuz?
Bu kitaptan sonra cevabım: Maalesef evet.
Kitabı tek bir kelimeyle özetleyecek olsam rezalet derdim. Halbuki serinin ilk 2 kitabını oldukça seven biriyimdir.
Öncelikle Epsilon'a biraz çemkirmek istiyorum. Siz ne yapıyorsunuz? Herhangi bir metinde paragraf diye bir şey var