Kitabın kapağını kapatırken "Oh! Sonunda bitti ya" dedim. Bunu dememin en büyük sebebi Esra Hanım'ın sürekli tekrara düşmesi. Aynı şeyleri evirip çevirip yazmış. 10 sayfa sonra tekrardan yine aynı şeyleri bazen değiştirerek, bazen de değiştirmeyerek yazmış. Ya bu kadar tekrara düşmesi cidden okurken beni aşırı derecede boğdu. 100 sayfada yazılabilecek şeyleri 300 sayfaya yaymak, sürekli tekrara düşmenin insanı sıkmaktan başka bir sonucu olamaz.
Evet, kitabı biraz kötüler gibi oldum yalnız bu kötüleme sadece tekrarlar nedeniyle oldu denemez Kitaba baktığımızda ilk başta erkek kadın doğasını ve farklılıklarını, erkeklerin ve kadınların neler isteyip istemediklerini, ilişkilerde neler yapılmalı, neler yapılmamalı ve son olarak da tartışma durumunda neler yapılabilir, nasıl davranılmalı gibi konulara değinilmiş. Her başlık kendince faydalı bilgiler bulunduruyor. Biraz daha uzatmadan ve keyifli şekilde yazılabilirdi düşüncesindeyim tabi ki
Rahatsız olduğum birkaç diğer konular daha vardı. Kadın ve erkek doğasından bahsedilen yerlerde 'erkeklerin mağarasına sığınma veya çıkma ' kavramı bulunuyordu. Bu beni kadın olarak bile rahatsız etti. Her kadın belki öfkelendiğinde hakaret edebiliyor, hayvan benzetmelerinde bulunabiliyor fakat mağara gibi bir kavramın kitaplarda bu kadar bahsedilmesini doğru ve hoş bulmadım açıkçası. Bu benim şahsi görüşüm. İlk kitaplarını daha çok sevmiştim, bu kitap hem çok gereksiz uzun, hem de fazla Polyanacı gibi.Fazla olumlu yaklaşımlar buldum ve kadınların fazlasıyla alttan alabilmesini savunan bir yanı var gibiydi. Bilemiyorum sevemedim.