Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnançsızım, dinsizim Yeminle yalan İkiz kardeşken
Sayfa 91
Aranızda Yerim yok zaten
Kendine sürgün Bir garip kişiyim; Kutsallığı zincir gibi Parmağında çeviren. Umudu depremden, Aşkı külden Bekleyen benim Aranızda Yerim yok zaten
Sayfa 90
Reklam
Sorular sordum Sormamam gereken. Kendime bir Kefen biçtim Kendi tenimden. Sınırlarımı aşmak Yasaktır bana.
Sayfa 89
Bir Gün Ölürüm Uzak solgun çocukluğum Akşam alacası, kasaba, Çatılarda kargalar Hüzünlü gençliğim Sabahcı kahveleri Umutsuz aşklar
Sayfa 88
"Sizse hep konuşursunuz Sığınıp kof sözlere Kaçarak kendinizden" Kıpırdayamıyorum, kaçamıyorum. Artık kaçamıyorum. Metin Altıok, gözüme yaş düşüyor. Bahar Pancaroğlu
"İnsanın talihsiz oyunudur bu Yıkımı yine kendi elinden olur"
Sayfa 64
Reklam
Metin'i Bingöl Lisesi'nden sonra, aydın düşmanlığının ucuz örneklerinden biri olarak önce Bingöl'ün Genç ilçesine, sonra da Karaman İmam Hatip Lisesi öğretmenliğine atadılar. Parmak kadar bir şair çocuğu aşağılamayı, yaşam sevincini kırmayı, kendi aydın çevresiyle ilişkisini engellemeyi görev bilen bir kültür politikasının ağababaları, daha sonra aydınlarımız diri diri yakıldığı zaman bu hunharlığa göz yumma alçaklığını da göstermişlerdir.
Sayfa 52
Ahmet Say
İnsanın yaşam boyunca ancak birkaç kalıcı, gerçek dostu olur. Sivas'taki Madımak Oteli yangınında ölen Metin Altıok ve Beh­çet Aysan, benim en yakın dostlarımdı. Derin anlamıyla "dostluk" kavramı, bu iki şairle benim aramdaki insan ilişkilerini anlatmaya yetmez aslında. Ben onların ağabeyiydim, belki de biraz güvencesiydim. Karşılaştıkları özel sorunlardan bile sorumlu tutardım kendimi. Peki sonra? Elimden bir şey gelmezdi. Metin ve Behçet için hayatta hiçbir şey yapamadım, ne yazıkl Yuh olsun bana Lanet olsun böyle ağabeyliğe! Yine de bu iki çocuk hala benden medet umardı. Neden? Çaresizliğe ortaktık. "Dostluk" denen kavram işte bu toprakta kök salar: Hiçbir çıkar ilişkisinin olmadığı yerde güçlenen dayanış­madır "dostluk".
1.000 öğeden 681 ile 690 arasındakiler gösteriliyor.