HAL-İ-M-İZ
Ahlakımız, hayat tarzımız, sosyal, ailevi ve ferdi münasebetlerimiz hem gayri İslami hem de gayri insani. Bir din yaşıyoruz ama İslamiyet değil. İslam ayrı müslüman ayrı şey. Yaşadığımız dinin adını koyamıyorum, böyle hiç bir din yok. Bohemce yaşıyoruz, nefsimizin esiri, arzularımızın zebunu olmuşuz.Eneler kalınlaşıp Firavunlaşmış, sanki dünya bizim peykimizmiş gibi sanki bütün âlem etrafımızda dönüyor. Hırs, tamah, korku, şöhret, makam, kadın, menkul ve gayrısı bize gaye olmuş, yaşam sebebimiz yaşama tutkumuz, adeta varoluş sebebimiz olmuş.İskikametten bihaber, saniyelerimiz bile zikzaklar çiziyor. Güç, para, menfaat nerede biz rotayı oraya çeviriyoruz.Yalpalayıp duruyoruz. Rüzgarda savrulan bir yaprak misali şekilden şekile halden hale giriyoruz. Fe eyne tezhebun? / Bu gidiş nereye? Allah'ım medet Allah'ım medet. Katından bize merhamet gönder, bizi insan kılacak sana yaklaştıracak. Bizi cahiliyeden saadete çıkaracak, zifiri karanlık gecemizi aydınlatacak, esfeli safilinden alıp alayı illiyini kemalata çıkaracak bir rahmet.
ÖLÜMSÜZ YAŞAYAN ÖLÜMLÜLER
Her şey geçici varlık, darlık, makam, şöhret, güzellik, akıl, ömür. Evet her şey geçici ama her şey. Hepsinin geçiciliğini bize anlatan milyonlarca numunesi var amma insan bu ya nisyanla malul. Kendimizi hiç ölmeyecek gibi kaptırmış gidiyoruz. "Fe eyne tezhebun?/ Bu gidiş nereye?" Bu gidişle nereye? Fenaya mahkum bu varlığın, alemin hikmeti ne, hikayesi ne? ...ve insan aldandı...