Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir anlamda bizim, kendimiz ve kendi deneylerimiz dışında nesneler bulunduğunu hiçbir zaman kanıtlayamayacağımızın kabul edilmesi gerekir.
. Derin düşünce yalnızca düşüncelerimizin nesnelerini genişletmekle kalmaz, aynı zamanda eylemlerimizin ve duygulanımlarımızın nesnelerini de genişletir. Bizi yalnızca geri kalanıyla savaş halinde olan duvarlarla çevrili bir şehrin değil, evrenin vatandaşları yapar. Evrenin bu yurttaşlığı, insanın gerçek özgürlüğünü ve onun dar umut ve korkuların esaretinden kurtuluşunu içerir. . . .
Reklam
Felsefenin değeri aslında büyük ölçüde belirsizliğinde aranmalıdır. Felsefeden bihaber olan insan sağduyudan, çağının ya da ulusunun alışkanlık haline gelmiş inançlarından ve ölçülü bir aklın onayı ya da işbirliği olmadan kafasında gelişen kanilardan türeyen önyargılara hapsolmuş bir yaşam sürer. Böyle bir kişi için dünya belirlidir, sonludur, alenidir; bilinen nesneler hiçbir soru uyandırmaz ve alışılmadık olanaklar kibirle reddedilir. Ama felsefe yapmaya başlar başlamaz... pek çok gündelik şeyin ancak eksik yanıtlar verilebilen sorunlara yol açtığını görürüz. Felsefe, neden olduğu kuşkulara doğru yanıtın ne olduğunu kesin bir biçimde anlatamamasına rağmen, düşüncelerimizi genişleten ve geleneğin zorbalığından kurtaran birçok olanak gösterebilir. Bu yüzden, şeylerin ne olduğuyla ilgili kesinlik duygumuzu azaltırken, ne olabilecekleri konusunda bilgimizi büyük ölçüde artırır; özgürleştirici kuşku bölgesine hiç gitmeyenlerin kibirli dogmatizmini giderir ve bildik şeyleri bilinmedik yanlarıyla göstererek merak duygumuzu canlı tutar. Bertrand Russell - Felsefe Sorunları
. Felsefenin değeri aslında büyük ölçüde onun belirsizliğinde aranmalıdır. Felsefeden hiçbir şey bilmeyen insan, yaşamını sağduyudan, çağının veya milletinin alışılagelmiş inançlarından ve ailesinin işbirliği veya rızası olmadan zihninde gelişen kanaatlerden kaynaklanan önyargıların tutsağı olarak geçirir. Böyle bir adam için dünya belirli, sonlu ve açık hale gelme eğilimindedir; ortak nesneler hiçbir soru uyandırmaz ve alışılmamış olasılıklar küçümseyerek reddedilir. Felsefe yapmaya başladığımız anda ise tam tersine, en gündelik şeylerin bile ancak çok eksik yanıtların verilebileceği sorunlara yol açtığını görürüz. . . .
. Felsefe, hata riskini azalttığını ve bazı durumlarda riski pratikte göz ardı edilebilecek kadar küçük hale getirdiğini haklı olarak iddia edebilir. Hataların olması gerektiği bir dünyada bundan daha fazlasını yapmak mümkün değildir; ve hiçbir basiretli felsefe savunucusu bundan daha fazlasını yaptığını iddia edemez. . .
199 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Nobel edebiyat ödülü almış aynı zamanda filozof olan Bertrand Russell bu kitabında; toplumsal sorunları irdeliyor. Kitapta eğitim, felsefe, ekonomi, üretim,tüketim, faşizm ve sosyalizm gibi konular hakkında denemeler bulunuyor. Bazı denemeleri okurken sıkılsamda, en beğendiğim deneme kitaba da adını veren aylaklığa övgü isimli deneme oldu.
Aylaklığa Övgü
Aylaklığa ÖvgüBertrand Russell · Cem Yayınevi · 19991,317 okunma
Reklam
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
tümevarım üzerine
İçgüdülerimiz yarın güneşin doğacağını bizi inandırır fakat hiç beklemediği anda boynu burulan piliçten daha iyi durumda olmayabiliriz.
Sayfa 78
İdealizm
Bir şeyi tanımaksızın üzerinde doğru yargıya vardığımda, olan şey şudur: o şeyi tanımından bilmiş olurum, yani belli bir genel ilke sonucunda, bu tanıma yanıt veren bir şeyin varlığı tanıdığın başka bir şeyin varlığından çıkarımlanabilir.
Sayfa 62
Çağdaş felsefenin kurucusu Descartes (1596 -1650) Şimdi de yararlanılabilecek bir yöntem buldu, dizgesel sistematik şüphe yöntemi. Doğruluğunu açık ve seçik olarak görmediği hiçbir şeye inanmamaya karar vermişti.
Sayfa 36
Reklam
Duyularımızın dolaysız nesnelerinin bizden bağımsız olarak var olamazlar gibi bakmamıza ilişkin sebepleri önemle ilk ortaya atan filozof Berkeley'dir. (1685-1753)
Sayfa 30
Dünyada mantıklı düşünen hiç kimsenin şüphe duymayacağı kadar kesin doğrulukla bir bilgi var mıdır? ilk bakışta pek de zor görünmeyen bu soru, gerçekte , sorulabilecek en zor sorulardan biridir.
Sayfa 25
Fakat eğer gerçek ,görünen şey değilse, gerçek diye bir şey olup olmadığını bilebilir miyiz? Eğer bilebilirsek bunun ne gibi bir şey olduğunu anlama olanağımız var mıdır?
Sayfa 9
. Herhangi bir konuya ilişkin kesin bilgi mümkün hale geldiği anda, bu konu felsefe olmaktan çıkar ve ayrı bir bilim haline gelir. . . .
. Felsefe, ortaya çıkardığı şüphelere gerçek cevabın ne olduğunu kesin olarak söyleyemese de, düşüncelerimizi genişleten ve onları geleneğin zulmünden kurtaran birçok olasılık önerebilir. Böylece, şeylerin ne olduğuna dair kesinlik duygumuzu azaltırken, ne olabileceğine dair bilgimizi büyük ölçüde artırır; özgürleştirici şüphe alanına hiç girmemiş olanların biraz kibirli dogmatizmini ortadan kaldırır ve tanıdık şeyleri alışılmadık bir yönüyle göstererek merak duygumuzu canlı tutar. . . .
484 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.