Nietzsche’nin postmodern bir filozof olduğunu ileri sürenler, onun felsefesinin pluralist olduğunu da ileri sürüyorlar. Onlara göre Nietzsche, moderniteden dogmatik evrenselciliği yüzünden haz etmemiş ve özellikle perspektivizm görüşünü ileri sürerek, kendisini pluralist olarak tanımlamıştır. Kanımca Nietzsche’nin perspektivizmini tam anlamadıklan ve onun yazılannı bütün olarak okumadıklan için onu pluralist yapıyorlar. Onun perspektivizmi pluralizmden çok farklı ve önemli bir görüştür. En iyisi Nietzsche’ye pluralist diyenlerin yazdıklarından hareket edelim. Cornel West’e göre, Nietzsche’den alıntılanan aşağıdaki pasaj, Quine’ın pragmatizminin dolayısıyla da plurazilmin bir habercisidir.* " Dünyanın değeri onu yorumlamamızda yatar. Önceki yorumlamalar kendileri aracılığı ile yaşamımızı sürdürebildiğimiz perspektif değer vermelerdir. Yani, gücü istemede, gücün artması için her güçlenme ve gücün artması yeni perspektifler ve yeni ufuklara inanma yolları açar -bu fikir benim yazılarıma nüfuz eder- ilgili olduğumuz dünya sahtedir, yani bir oldu değil, bir kurmacadır. O akış içerisindedir, oluş içerisinde olan bir şey gibi bir yanlışlık olarak daima değişiyor, ancak hakikate asla yakın olamıyor; çünkü hakikat yoktur. " ** Bu pasaj Nietzsche’nin perspektivizm görüşünü en açık şekilde görebildiğimiz pasajlardan bir tanesidir. Bay West nasıl olur da bunu pluralizme dayanak yapar anlaşılır değildir. * Cornel West, Early Postmodemizm (Foundational Essay’s), edit, by Bove, Paul, A. 1995, sf. 274. ** Friedrich Nietzsche, The will to Power (New York: Random House, 1967), trans. By W. Kaufmann and R.İ. Hollingdale, sf. 330.
Kabadayı, Talip (2000). "Nietzsche ve Postmodemizm." Felsefe Tartışmaları (26. Kitap): 80-89.Kitabı okudu
(Affedersiniz) Yavuz Kılıç hangi okulun mahsulü
Nietzsche, farklı gerekçelerle bir postmodernist ya da postmodemizmi hazırlayan en önemli filozof olarak görülmektedir. Örneğin West’e göre Nietzsche Batı postmodern düşüncesinin merkezinde olan birisidir. West Nietzsche’nin kimi düşüncelerine dayanarak onu postmodern bir filozof ya da Amerikan postmodern filozofları (W.V. Quine, N. Goodman' W. sellers, T. Kuhn ve R. Rorty) üzerinde etkide bulunan bir filozof olarak görüyor. West, Nietzsche’nin pozitivistlerin “sadece olgular vardır” görüşüne karşı “olgular kesin bir biçimde olmayan şeylerdir,’sadece yorumlar vardır”* ve “dünyanın değeri yorumlarımızda yatar”** düşüncesini göreceliğin savunulması biçiminde değerlendirir. * West, Cornel, Early Postmodernism, “Nietzsche’s Préfiguration of Postmodern American Philosophy” (Ed. Paul A. Bove), Duke University Press, Durham and Londan 1995, s. 272. ** West, a.g.e., s. 273.
Kılıç, Yavuz (2000). "Nietzsche ve Postmodemizm." Felsefe Tartışmaları (26. Kitap): 69-79.Kitabı okudu
Reklam
Diltheyin tin biliminin sıkıntısı
Dilthey felsefesi bir praksis felsefesi olması dolayısıyla da herhangi bir teoritizasyon fikrinden uzaktır. Buaçıdan, kapsayıcı, “büyük anlatı”ların dışında olan bir felsefe ekolüdür. Zaten bana göre Dilthey felsefesinin en temel paradoksu da burada aranmalıdır. Yani hem kapsayıcı bir görüş açısına karşı oluşturulmuş bir felsefe var elimizde, hem de diğer yandan tüm kapsayıcı felsefi görüş açılarına, kapsayıcı kavramlarla eleştiri getirme çabasında. Ve aynı zamanda Dilthey, kapsayıcı olmayan kapsayıcı bir felsefe yapma çıkmazıyla karşı karşıya kalıyor. Gerçi o bunu yaşamın teoritize edilemeyeceği fikriyle ve tinsel/tarihsel yaşamın doğabilimsel yöntemle açıklanamayacağını belirterek yanıtlamaya çalışıyor; ama bu bile onun kapsayıcı bir görüş açısı çıkmazında olduğunu belirtmez mi?
Uygun, Nizameddin (2000). "Deneyimleme Kavramına Bir Karşılaştırma."Kitabı okudu
Vehbi Hacıkadiroğlu
Felsefede inançlar konusu hemen hiç işlenmediği için burada inançların nereden ve nasıl geldiği ve insanlar üzerinde nasıl olup da böyleşine etkili olduğu konularında ayrıntılı açıklamalar yapabilecek durumda değiliz. Ancak özellikle bilgi düzeyi düşük olan toplumlarda ya da insanlığın bilgi düzeyinin düşük olduğu çağlarda insanları bilgiden çok inançların yönettiği söylenebilir.
İçindekiler (Kıta'cılara özel)
İnsanlığın İlerlemesi / V. Hacıkadiroğlu Aynıların Ayırdedilmezliği / İlhan İnan Etik ve Politik Yönleriyle Camus / M. Günay Çocuklardaki Bilişsel Gelişim / Kamuran Gödelek ve Ertuğrul Gödelek Öz Olarak İnsan ve Sanat İlişkisi / Işık Eren Mitoloji Değişebilir / Aydan Turanlı Nietzsche ve Postmodemizm / Yavuz Kılıç Nietzsche ve Postmodemizm / Talip Kabadayı Bir Felsefe Sorusu Olarak İnsanlaşmaya Giriş / Celal A. Kanat Cassirer’in Normatif Felsefesi / Thora Bayer Çev. M. Günay Tartışma - Bir “İnsan Felsefesi”nin Eleştirisi Üzerine/ V. Hacıkadiroğlu
Sunuş
Bu 26. kitabın da dolgun içerikli olduğunu söylemekte haklı olduğumuzu sanıyoruz. Vehbi Hacıkadiroğlu “İnsanlığın İlerlemesi” başlıklı yazısıyla son sayılarda üzerinde dirençle durduğu “insan” kavramı ve “insanlaşma” konusuna açıklık kazandırmaya yönelik çabalarını sürdürmektedir. Yavuz Kılıç ve Talip Kabadayı’nın “Nietzsche ve Postmodemizm” başlıklı yazıları iki ayrı yazarın aynı konu üzerinde öne sürebilecekleri ortak ve karşıt düşüncelerin iyi bir örneğini oluşturmaktadır. Celal A. Kanat’ın, aynı yazıda, hem V. Hacıkadiroğlu’nun “İnsan Felsefesi” adlı kitabının ayrıntılı bir eleştirisini yapmak hem de kendisinin ele aldığı kitapla bağdaşması olanaksız düşüncelerini açıklamaya çalışmak gibi zor bir işe giriştiği görülüyor. Bu yüzden derginin sınırlarını zorlayan uzunlukta bir yazı ortaya çıkmış. Ancak toplumumuzda, uzunca bir felsefe kitabının satır satır okunarak eleştirilmesi gibi bir olaya sık rastlanmadığından böyle bir yazıyı olduğu biçimiyle dergiye almanın uygun olacağım düşündük. Benzeri tartışmaların sürmesini diliyoruz.