Carl Gustav Jung
"günümüz insanı ilkel ve antik çağ insanından daha fazla kötülük yapma kapasitesine sahip değildir. sadece kötülüğe eğilimini harekete geçirmek için eskisiyle kıyaslanamayacak kadar güçlü araçlara sahiptir. çağdaş insanın zihinsel yetileri ne kadar gelişmişse ahlaki yapısı o denli geri kalmıştır. oysa akıl tek başına yeterli değildir. bugün önümüzdeki sorun budur."
Sayfa 75 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
"...çağdaş medeniyet, bizim gerçek tabiatımız bilinmeden kurulmuştur; bilimsel buluşlardan, insan hayalinden, teorilerinden ve arzularından doğmuştur. bizim tarafımızdan kurulmuş olmasına rağmen tabiatımıza göre olmamıştır."*
Sayfa 74 - *alexis carrel, insan denen meçhul, çev. r. özdek, istanbul 1973, s. 24, 43.
birleştirilmiş sınıf örneği
öğrenciler arasında iletişimi artırmak için farklı yaş gruplarının birbirlerinin sorumluluğunu almasını sağlayınız. (...) özellikle büyük öğrencilerde sabır ve sevecenlik duygularını geliştirdiği gibi küçük öğrencilerin de akademik başarısını arttırdığını gösteren araştırma bulguları mevcuttur.
Sayfa 68 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
ismet özel bunu beğendi
islâm'ın, bu millî ve mahalli özelliklere gösterdiği itibar, milletlerin milli hasletlerini korumalarını ve geliştirmelerini sağlarken, böylece kendisinin de evrensel bir hüviyet kazanmasına sebep olmuştur. nitekim türk oldukları bilinen macar ve finlilerdr hiçbir türklük nişanesi kalmamış olduğu gibi türkçe konuştukları halde hristiyan olan gagavuz türkleriyle, yahudi dininden olan karaim türklerinde bile bugün ciddi bir türklük hususiyeti görülemez. yani müslüman olmayan türkler, türklüklerini de yitirmişlerdir.
Sayfa 60 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
İsmail Hakkı Baltacıoğlu
"eğitim işi bahçıvan işine benzer. bahçıvanın yapması gereken iş, elma ağacına armut verdirmek değildir. bahçıvanın yapacağı iş, elma ağacının elma vermesi için gerekli olan dış şartları sağlamaktır. toprak, hava, güneş, su, gübre gibi şartlar sağlanınca ağaç yemişini kendi kendine verecektir. eğitim işinde de böyledir. insan dışarıdan yetiştirilemez. yetişme şartları var olunca insan kendi kendine yetişir. terbiye etmek yoktur, terbiye olmak vardır."
Sayfa 41 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Doğan Cüceloğlu
sınıfta kaç öğrenci olursa olsun, öğretmenin her bir öğrenciye ismiyle hitap etmesi ölçülemeyecek kadar değerli ve etkilidir. bu yüzden öğretmen olma hazırlığının en asli unsurlarından biri, öğrencilerin adlarını öğrenmektir.
Sayfa 36 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Aytaç Açıkalın
meslektaşlarıma münakaşadan önce müzakere etmesini öğrenmelerini salık veriyorum her zaman.
Sayfa 32 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Nurettin Topçu
kalbe yapılan ilk aşı, merhamet aşısıdır. sonra hem cinsini sevmek ve sevdiği için aldatmamak, ihmal etmemek aşıları yapılır...
Sayfa 22 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Nurettin Topçu
tehdit ve dayakla öğretmek, muallimin işi olmadığı gibi; içgüdülerimize serbestçe alacağı istikametleri göstermek de, muallimin vazifesi değildir. birincisi düşmanın, ikincisi dalkavukla hokkabazın işidir.
Sayfa 21 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Nurettin Topçu
muallimin alçaltılması, onun devlet emrinde bir bende hâline getirilmesiyle başlar.
Sayfa 18 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Nurettin Topçu
"kızlarını okutmayan millet, oğullarını manevi öksüzlüğe mahkum etmiş demektir; hüsranına ağlasın!" ne doğru. fakat biz asıl kızlarımızı okuttuktan sonra oğullarımızı ruh öksüzlüğüne mahkum ettik. asıl mesele, "okutmanın ne demek olduğu" meselesidir.
Sayfa 12 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Nurettin Topçu
ruhumuzun sanatkârı, hayatımızın nazımı olan muallimin aramızdaki yerinin yüksekliğini, vazifesinin geniş ruhî mesuliyetinin pek ağır olduğunu maalesef gençlere değil, bugün muallimlere hatırlatmak lüzumunu duyuyoruz.
Sayfa 7 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
sonuna eklendiğimiz tarihin ve üzerinde yaşadığımız coğrafyanın üzerimizde hakkı ve hatırı var. öğretmen bu hakkı en çok hisseden/duyan/kavrayan kişi olmalıdır. ve bu tarihin hatırına en çok hürmet eden de yine o olmalıdır.
Sayfa 4 - ebsad, 12.baskı, istanbul, 2020.
Gül, güzel kokuyu,dikene katlandığı,onunla hoş geçindiği için kazandı.Dikenin sayesinde dünya güzellikler ve hoş kokular sunma imkanına kavuştu."
Resim