Aslında bizim klasik dünya dediğimiz şey, makroskobik ve inkoherent olan kombinezon.
...düşüncelerimizin mekanizmaları da aynı, birbirimizi anlamamızın sebebi de aynı. Beyinlerimizin yapısı da insan DNA'sının kararlılığından geliyor, onun arkasında da tekrar relativistik kuantum alan teorisi var. Yani sırf böyle sadece gövdesiz düşünebilen bir soyut zekânın değil, bizim kendi düşünce mekanizmalarımızın altında da bu var.
Reklam
Peki, temelde h=0 olsaydı ve doğa hakikaten bu yasalara göre işleseydi, o zaman dünya nasıl olurdu? Bir kere özdeş parçacıklar, birbirinin aynısı atomlar olmazdı, kimya olmazdı, her şey tamamıyla amorf olurdu, hiçbir şeyin birbirine benzemesine imkân olmazdı. Nükleer, atomik enerjiler sürekli değerler alırdı, Pauli Dışlama İlkesi ve Heisenberg Belirsizlik ilkeleri olmadığı için atomlar, moleküller (zaten yok ama) çökerdi, kararlı olamazdı, hiçbir şey başka bir şeye benzemezdi. Olabilecek sanki mümkün olan tek şey şu gibi görünüyor: her şey gravitasyon altında çökerdi ve kütleleri, yükleri, her şeyi birbirlerinden farklı olan kara delikler kalırdı ortada; yani gerçek klasik dünya bu. Etrafınıza bakarsanız, bizim yaşadığımız dünya tamamıyla bundan farklı; yani bizim yaşadığımız dünyada relativistik kuantum alan teorisi geçerli ve görünüyor ki, bu muhayyel 'hakikaten' klasik dünyayla hiçbir benzerliği yok.
...aslında boşluk-doluluk gerçekten temelde Pauli İlkesinden kaynaklanıyor ve bizim kullandığımız boşluk-doluluk kavramları o atomik, elektronik seviyelerde olan işlerin gündelik lisanımızda su üstüne çıkması, şuurumuza yansıması. Yani bir benzetme falan değil, gerçekten oradan geliyor. Bozon olsaydı mesela bunlar, istediğiniz kadar aynı seviyeye koyardınız, hiç de bir şeyin dolması gibi bir olay olmazdı. Adam suya çarpıyor, adamın içi de boş, suyun da içi boş, birbirlerinden hayalet gibi geçerlerdi.
Kuantum Fiziği Hakkında Yaygın Görüşler
Kuantum fiziği hakkında birtakım kanılar var: 'bildiğimiz dünyaya hiç benzemiyor', 'sadece küçük atom ve atom altı ölçeklerde gerekli' gibi. Daha yüksek hızlarda relativistik kuantum mekaniği, bunun da açıklayamadığı şeyler için ise kuantum alan teorisi gerekiyor bu ufak ölçeklerde. Gene yaygın bir görüş, 'deneycilerin çok hassas şekilde ölçtüğü birtakım çok ezoterik, gündelik dünya ile alakasız bazı efektleri açıklamak için bu kuantum alan teorisi gerekiyor, ama her gün gördüklerimizle bunların fazla bir ilgisi yok' şeklinde. Bir başka iddia da 'kuantum mekaniğinde determinizm ve kesinlik ortadan kalkıyor, belirsizlik ilkesiyle her ölçüm, her mesele bulanık bir hal alıyor ve teori felsefi yönden şaşırtıcı ve tartışmalı temel fikirler içeriyor' şeklinde. Bu yalan değil, yani burada hakikaten tuhaf fikirler var.
Klasik Fizik Hakkında Yaygın Görüşler
Klasik fizik hakkında da birtakım yaygın kanılar var, bunlar da şöyle şeyler: Gördüğümüz makroskobik dünyayı tasvir etmek için Newton denklemleri, Einstein denklemleri, bir de Maxwell denklemleri yeterli. Üstelik bu bizim formel olarak da destekleyebileceğimiz bir şey; çünkü Planck sabiti h biliyoruz ki gündelik açısal momentuma göre veya eyleme göre çok ufak; onu tam formel olarak sıfıra götürürsek, zaten kuantum mekaniği denklemlerinden bu yukarıdaki klasik fizik denklemleri bir anlamda elde ediliyor. Deniliyor ki, klasik fizikte determinizm özelliği var, kesinlik özellikleri var ve felsefi yönden de bir problem yok. O zaman gündelik dünya klasik fizikle, atom ve daha ufak sistemler ise kuantum fiziği ile betimlensin. Halbuki, işte benim burada vurgulamak istediğim nokta geliyor: bildiğimiz dünyada aslında kuantum alan teorisiyle her an karşı karşıyayız.
Reklam
Geri13
37 öğeden 31 ile 37 arasındakiler gösteriliyor.