Kadın hareketinin belki de en net bir şekilde dile getirildiği ve bu alanda önemli kitaplardan biri olma özelliği taşıyan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un kaleme aldığı, feminist yaklaşımın her ne kadar derinlerde irdelense de okumanın belki de en kolay olduğu kitapların başında yer almaktadır. Bu denli kolay okunup anlaşılmasının elbette
''Eğer kadınlarda X'i eleştirip erkeklerde X'i eleştirmiyorsanız X'le bir sorununuz olmadığını, kadınlarla bir sorununuz olduğunu ona öğretin.''
Okumak, diğer insanları ve farklılıkları anlamak açısından hayati önem taşıyor. Empatiyi geliştirir ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirir. Toplumun bize dayattığı
Kitap, Chimamanda’nın -yazarın- yakın bir arkadaşının kız çocuğunu nasıl büyütmesi gerektiğini sormasıyla başlıyor. Yazarın arkadaşına yazdığı mektupları okurken senelerdir aklımdan geçen düşüncelerin kağıdın üzerinde görmek beni rahatlatan bir durum oldu. Belki başkaları için de büyük bir aydınlanma olur.
Maalesef dünyanın dört bir yanında kadın
1987 yılında yazılan 185 sayfalık feminist bir kitap ve yazar. Beni ağlattı, güldürdü, kızdırdı, şaşırttı her duyguyu yaşattı. Bu kadar kısa bir kitapta bana her duyguyu yaşatan
Duygu Asena ya teşekkür ederim. Bitirince içimde oluşan boşluk çok kırıcı. Maalesef ki keşke bazı yerleri abartı olsun bu kadar olmasın ya dedirtiyor ama dünya gerçekleri biz kadınları çok yoruyor, hırpalıyor ama savaşan yine biz hep biz. Savaşmaya da devam edeceğiz.
☆ SIFIR NOKTASINDAKİ KADIN || NEVÂL EL-SEDDAVİ ☆
Merhabalar dostlar. PDF olarak okuduğum belki de çoğunuzun okumuş olduğu bir kitapla geldim. Mısırlı feminist yazar Nevâl el-Seddavi'nin 1987'de basılmış olan kitabı. Cinayet işlemekten dolayı idama mahkûm edilen Mısırlı fahişe Firdevs’in yaşamını anlatan biyografik romanı. Okudukça anlıyorsunuz ki bir çok da kadının hikayesi aslında.
Kitap gerçek bir yaşam öyküsünden alınma olduğu için beni çok etkiledi. Bi o kadar da canımı yaktı. Daha küçücük bir çocukken amcasının tacizine uğrayan Firdevs. Annesine sadece bu hayata nasıl geldiğini sorduğu için annesinin isteği üzerine sünnet ettirildi. Amcası yaşlı pis, yediği lokmaya varana kadar sayan, döven bir adamla evlendirdi onu. Evden kaçtı ama kime güvendiyse bir tekme de onadan yedi. Ortaokul diploması ile iş bulup çalışırken bile haksızlığa uğrayıp bedenini, duygularını kullandılar. Ve kaçınılmaz son olarak kurtuluşu bağımsız bir fahişe olmakta buldu Firdevs. Ama onun yaptığımı fahişelikti yoksa onu görmeyen toplumun mu sorgularım. Çocukluktan mecbur bırakıldığı hayat onu buralara sürüklerken herkesin gözünü kapatması, üstüne bir darbe de onların vurması. Yaşamda var olma çabası ne kadar olabilirse.
Her dönemde kadının yaşadığı sıkıntılar, cinsel obje olarak görülmesi, tacizler, tecavüzler bitmedi ve sanırım dünya da böyle pislikler olduğu sürece de bitmeyecek.! Kitap bitti ama bende etkisi sürecek uzun zaman ve unutmayacağım.!
Okumadıysanız okumalısınız. Tavsiyemdir.
Kimsenin kimseye hükmetmediği bir dünyada yaşadığımızı düşünün. Kadınlarla erkeklerin birbirine benzemediği ve hatta daima eşit de olmadığı; ama ilişkilerimizi şekillendiren yaşam felsefesinin karşılıklılık esası üzerine inşa edildiği bir dünyada yaşadığımızı düşünün. Herbirimizin kendimiz olabildiğimiz bir dünyada, barış ve olanaklar dünyasında yaşadığımızı düşünün. Feminist devrim tek başına böyle bir dünya yaratmaz; ırkçılığı, sınıf elitizmini ve emperyalizmi de sona erdirmemiz gerekir.Fakat feminizm, kendini tümüyle gerçekleştirmiş kadın ve erkekler olarak özlediğimiz toplumu yaratabilmemizi mümkün kılacaktır, özgürlük ve adalet hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz, hepimizin "eşit yaratıldığımız" hakikatini hayata geçirebileceğimiz bir toplumda hep beraber yaşayabilmemizi sağlayacaktır. Yaklaşın. Feminizmin yaşamınıza, hepimizin yaşamına nasıl dokunup bu yaşamları nasıl değiştirebileceğini görün. Yaklaşın ve feminist hareketin derdinin ne olduğunu kendi gözlerinizle görün.Yaklaşın, şunu göreceksiniz: Feminizm herkes içindir.
Tanınmak, onaylanmak, doğrulanmak ya da –teşhircilikten ziyade röntgenciliğe yatkınsak- kateksi ve fetiş nesneleri bulmak için dahil olduğumuz ölçüde, sosyal medya doğası itibarıyla libidinaldir. Tumblr ve türevleri, çıplak insan resimleri aramıyor olsak bile yemek-pornosu, sanat-pornosu, mimari-pornosu, veri-pornosu, araba-pornosu, doğa-pornosu
Merhabalaaaar!
Nevâl El-Seddavî, Mısır'da 1931'de doğan ve 2021'de vefat eden, doktor, yazar, psikiyatrist ve feminist aktivist kimliğiyle tanınan bir şahsiyetti. 20'den fazla roman ve 10'dan fazla öykü koleksiyonu kaleme alan El-Seddavî, eserlerinin 40'tan fazla dile çevrilmesiyle dünya çapında bir üne
Gözlerinizi açtığınız dünya Anaerkil bir düzenle yönetilmeye başlamışsa?
Kitabın konusu zaten birçok yerde yazdığı için direkt incelemeye geçmek istiyorum.
Kitabımız feminist mücadeleyi bir romantik komedi ile harmanlayıp bize sunuyor. Absürt komedi ve fantastiğin birleştiği kitabımızı okurken eğlenmemek mümkün değil.
Özellikle Devrim'in
Katharine Burdekin'in "Swastika Geceleri" (orijinal adıyla "Swastika Night"), distopya türünde yazılmış, zamanının oldukça ilerisinde bir eser olarak kabul edilir. 1937 yılında Murray Constantine takma adı altında yayımlanan bu roman, Nazi Almanyası'nın yükselişini ve faşizmin sonuçlarını karanlık bir gelecek
Fahişe olan Firdevs değil asıl sizsiniz diye bağırasım var. Kitabı bitirdiğim günden beri yazıp yazıp siliyorum. Ne içimdeki öfkeyi anlatmaya ne de Firdevs'in o mağrur duruşunu, bakışını, kafa tutuşunu anlatmaya kelimelerim yetmiyor. Ana-babasızlığın, yoksulluğun, kimsizliğin cezasını yine kadınlar mı çekmek zorunda, topunuzun ben... diye
Harika bir kitap. Farklı coğrafyalardan, hem çok eskiden hem günümüzden, her yaştan ve sınıftan kadının hayat hikayeleri kısa kısa anlatılmış. Çok akıcı ve anlamlı bir eser. Eskiden bu denli zorluk çeken güzel ve başarılı kadınların savunduğu feminizm, inandıkları ve her şeylerini hayatlarını dahi feda ettikleri bu önemli kavramın günümüzde anlamı ve değeri değişse de benim için hâlâ anlamlı ve kıymetli. Bunca zorluğu çeken kadınlar günümüzdeki çoğu kişiyi görseler bunlar için mi savunduk feda ettik onca şeyi derlerdi bence. Neyse az da olsa hâlâ bilinçli zeki ve güzel kadınlar var neyse ki. Umarım sayımız artar. Umarım bunca harika kadının yaşadıkları bunca facia bizim sayemizde biraz daha anlamlı hale gelir. Gerçi kendilerini ifade etmek ve feminizm uğruna savaşmaya da gerek kalmasaydı keşke. Ama dünya bu şekilde malesef. Feminizmle alakası olmayan tanımını dahi bilmeyen herkes artık feminist :) Lütfen bu kitabı okuyun ama önce feminizm ne demek bunu anladığınızdan emin olun. Ve bu kavrama göre ahlaklı şekilde yaşayıp hakları savunmuyorsanız, ben feministim deyip de bu önemli kavramın daha da anlamını yitirmesine sebep olmayın.
Keyifli okumalar.
KadınlarEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 20202,027 okunma
Biraz karışık anlatmak zorunda kalacağım ama bunun suçunu romanın esas karakterinin son derece girift yapısına atıp izninizle kaçacağım.
Bu baskının sonundaki yorum bölümünde yorumun yazarı zamanında bu kitabın aşk ve gotik roman olarak kalıplara sokulduğunu ve romana tepeden bakıldığını belirtmiş. Şimdi aşk teması ya da bir tür olarak gotik