Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hem geleneksel 'kadın' değerleri savunan feminizm karşıtları hem de kadınlığı erkek nitelikler karşısında yücelten radikal feministler temel rasyonel/irrasyonel düalizmini ve onun, erkek ve kadın 'doğa'sı betimlemesini benimserler.
Sayfa 74
Bu erkekler ve kadınlar, tüm yetişkinleri ev dışında çalışmaya iten ekonomiyi elbette eleştirmez, sanki feminizm kadınları işgücünde tutuyormuş gibi davranırlar. Çoğu kadının çalışma sebebi, evden ayrılmak istemesi ve ailelerinin hayatta kalmak için gelire ihtiyaç duymasıdır, çalışmanın özgürlük göstergesi olduğuna inanan femi­nistler olmaları değildir.
Sayfa 107 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
Reklam
Tarihten kaçmıyorlardı; manastır, fırtınada tutunacağınız bir can simidi değildi. Ama onu değiştirmeye de çalışmıyorlardı; hiç ayak basmadıkları bir dünyayı düzeltemezlerdi. Onların rolü, dünya eğer adil olacaksa gereksinim duyacağı korkunç terk edilmişli­ğin birer sembolü olmaktı. Onlar yapılması gerekenlerin değil, fakat bu yapılacakların ne kadar zaman alacağının birer göstergesiydi. Çok sayıda sosyalistle birlikte sağ eği­limli liberallerin rabibeleri değerli görmelerinin nedeni de kuşkusuz budur. Kendinden ödün vermek geleneksel anlamda kadınlarla özdeşleştirildiğinden, bazı feministler de böyle düşünmektedir. Bu görüş açısından bakıldığın­ da, rahibelerin tek olumlu yanları, erkeklerin hizmetinde olmamalarıdır. Ya da en azından tek bir adamın hizme­tindeydiler ve o da dünyadan uzak yaşadığından, yiye­cek, çamaşır ya da cinsel rahatlık talep etmiyordu.
Feministler okumadan geçebilir
Mesela kadınların önüne çıkan şanslar bir erkeğinkinden çok daha fazla ve maalesef kaliteye bakılmıyor. Örneğin bu yıl, beni Amerika'da bir madalyaya aday göstermişler. Jüri üyesi bir arkadaşım arayıp madalyayı benim alacağım konusunda hiç ümitli olmadığını, bunun için cinsiyetimin yanlış olduğunu söyledi. Çünkü iki tane kadın rakibim varmış ve işin acı tarafı, onlar benim kadar iyi de değilmiş. Tek konumuz kadın olmaları! Bir de şu var; geçen yıl madalyayı bir erkeğe vermişler, artık bu sene de veremezlermiş.
Cinsiyet ve suç arasındaki ilişkinin bilincindeki bazı Amerikalı feministler, polis ve hapishane giderlerinin ödenebilmesi için her erkekten vergi toplanmasını dahi talep etmiştir.
Feministler, erkek egemenliğinin karşısına feminizme ait bir iyi toplum anlayışı çıkarmanın yerine, liberal demokratik, hatta kapitalist kuralların radikal potansiyelinden yararlanma yolunu seçmektedirler.
Ayrınt Yayınları 1996 Sayfa: 175
Reklam
Bir gün, Google'a "Feminizm nedir?" diye sordum. "Feministler, kendilerine bok gibi davranılmasına izin vermeyen kadınlardır" dedi bana. Bak bu ilginçti, çünkü ben de kendine bok gibi davranılmasını istemeyen bir kadındım.
Tartışılabilir
Bazı feministler ev işinin üretken olmayan bir emek türü şeklindeki marksist duruştan çok rahatsızlar. Hatta ev işi için ücret iddiasında bulunanlar var.
İkili sistem
Bazı sosyalist feministler, kapitalizm ve cinsiyetçiliği (genellikle “ataerkillik” olarak adlandırılır) iki farklı, ancak kesişen, eşit öneme sahip sistemler olarak görürler. Nasıl ki kapitalizm, patronlar ve işçiler arasındaki baskı ve sömürü ilişkisinden oluşuyorsa, ataerkillik de erkekler ve kadınlar arasındaki baskı ve sömürü ilişkisinden oluşuyor. Özetle erkeklerin kadınları sömürdüğü bir sistem olarak açıklanıyor. Buna ikili sistem deniyor. Kadının hem emekçi hem kadın olarak iki farklı sistem tarafından ezildiğine inanan bir düşünce diyebiliriz.
Suat Derviş (1901-1972) "Başı eğilmez", "efsane", "yıldızları seyreden" ka­dın sıfatlarının yakıştırıldığı Suat Derviş, her daim hayatın, çevresindeki yaşantıların, ayrıntıların farkındaydı. Feministler, yazarlar, evsizler, verem­liler, suçlu çocuklar, devrimciler yolunun kesiştiği, yaşantılarını merak ettiği insanlardan bazılarıydı.
Reklam
Bozulma Çürüme Çökme
Bugün hilafetçi oportünistler, başörtülü feministler ,sakallı kapitalistler, namazlı sekülerler, ilahiyatçı oryantalistler ,zikirli hedonistler türedi ise bu, bir gecede olmadı. Dini güç görme yerine ,gücü din görme zilletimiz iki asırlık bir hikaye. İki asırdan bu yana"gücümüz olmadığı için zelil olduk"diyenler güce saldırıp, her ne pahasına olursa olsun gücü elde etmeye yönelince İslam'ı, imanı ,ahlâkı kelimeler hâline düşürdüler.
Sayfa 225 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Erkek karşıtı olmayan, kadınların erkekler gibi olma hakkını elde etmesine odaklanmayan vızyoner feminist düşünceyi bastırmak, beyaz üstünlükçü kapitalist egemen ataerkinin işine geliyordu. Fakat reformcu feministler de bu güçleri susturmaya hevesliydiler. Reformist feminizm onlar açısından sınıf atlamanın bir yoluydu. Böylelikle işgücünde erkek tahakkümündeki yapıdan kurtulabilir ve kendi yaşam tarzlarım belirlerken daha çok karar alabilirlerdi. Cinsiyetçilik bitmese de mevcut sistem içinde özgürlüklerini maksimum düzeye çıkarabilirlerdi. Bir de şu gerçeğe bel bağlayabilirlerdi: Kendilerinin yapmayı reddettiği "kirli” işleri üstlenmeye mecbur bırakılarak sömürülen, tahakküm altına alınan, daha aşağı sınıftan kadınlar hep olacaktı. Reformist feministler, işçi sınıfının ve yoksul kadınların ikincil konuma itilmesine göz yumarak ve hatta bu sömürüye iştirak ederek, sırf mevcut ataerki ve onun müttefiki cinsiyetçilik ile işbirliği yapmış olmuyor, aynı zamanda kendilerine ikili bir yaşam sürme hakkı tanıyorlar: Biri zaten erkeklerle eşit oldukları iş yaşamı, diğeri de "istedikleri zaman" eşit olabilecekleri ev yaşamı.
Sayfa 16 - bgst yayınları
Feminist Yaklaşın
Aynı insanlara hangi feminist kitap ya da dergileri okuyorsunuz, hangi feminist söyleşileri dinlediniz, hangi feminist aktivistleri tanıyorsunuz diye sorduğumda ise feminizm hakkında tüm bildiklerinin kulaktan dolma şeyler olduğunu, feminist harekette gerçekte neler yaşandığını bilmediklerini, hareketin tam olarak ne ile ilgili olduğunu
Sayfa 7 - bgst yayınları
feminizme yaklaşın
Gittiğim her yerde, kim olduğumu, ne yaptığımı merak eden insanlara yazar, feminist teorisyen ve kültür eleştirmeni olduğumu söylüyorum gururla. Filmler ve popüler kültür hakkında yazdığımı, aracın içindeki mesajı tahlil ettiğimi anlatıyorum. Birçok kişi bunları heyecan verici buluyor ve daha fazlasını öğrenmek istiyor. Neticede herkes sinemaya gidiyor, televizyon seyrediyor, dergilere göz atıyor; herkesin, algıladığı mesaja, baktığı görüntülere dair birtakım fikirleri var. Karşılaştığım bunca farklı insanın, kültür eleştirmeni olarak yaptıklarımı ve yazı yazma arzumun nereden kaynaklandığını anlaması hiç de zor olmuyor; ne de olsa insanların birçoğu bir şeyler yazmak istiyor ve yazıyor da. Ne var ki sıra feminist teoriye gelince sorular bitiveriyor. Bunun yerine, feminizmin^ şerri ve kötü feministler hakkında duymadığım şey kalmıyor: “Onların!’ erkeklerden nasıl da nefret ettiğini, "onların" doğaya ve de Tanrı’ya nasıl karşı çıkmak istediğini, "onların" topunun lezbiyen olduğunu, "onların" bütün işleri ele geçirerek karşılarında hiçbir şansı olmayan beyaz erkeklere dünyayı nasıl da zehir ettiğini duyuyorum genellikle
Sayfa 6 - bgst yayınları
Feministler, "kadının toplumda yeri yok" diyorlar. Bense gerçek bir sosyalizmin bu duruma çare bulacağına inandığım için "bu bir kadın sorunu değil, bir sınıf sorunu" diyorum. "Yüksek sınıftan, eğitim görmüş kadınların toplumda pekâlâ yeri var. Doğru dürüst bir sosyal düzende, sınıflar arasında eşitlik kurulunca, bütün
Sayfa 122 - Yapı Kredi Yayınları
1.319 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.