Koşuşan iki ateş gibi konuşmuştuk İki küçük geveze gece sineğiydik Düşlerimiz el ele tutuşmuştu, El ele tutuşmuş iki kelebek gibi. Gidecektik, kaçacaktık buralardan Uzak ülkeler düşlemiştik. Büyük gemiler yüzmüştü ruhumuzda Ben Işıl'ın yelkenini üflememiştim Bensiz uzaklara gitmesin diye Pirinç taneleri savurmuştuk havaya, Grapon kağıtları, konfetiler... Fener alayı geçmişti gözlerimden Işıl sevinçle alkışlamıştı.