Fener kendi dibini aydınlatamaz. Işığını hep uzaklara yollar, kendinden fersah fersah öteye. Fenere yaklaştıkça ışık yerini gölgelere bırakır, aydınlık karanlığa evrilir.
...29 Haziran günü İstanbul Taksim'e yürüyordu.Herkes ümitli, neşeliydi. Fenerli gençler köprüde, vapurdan inmiş, ellerinde Türk ve Fener bayrakları ile Karaköy-Tepebaşı yoluyla bugünkü İstiklal caddesine çıkmışlardı. Burada Fenerlilerle Galatasaray Lisesi'nin içinde toplanmış olan Galatasaraylı gençler katıldı. Bunlar da Türk ve Galatasaray bayrakları taşıyorlardı. Kucaklaşarak selamlaşarak Taksim'e doğru yürüdüler. Taksim meydanına çıkınca Gümüşsuyu yoluyla gelen Beşiktaşlı gençlerle karşılaşıp karıştılar. Onların da ellerinde Türk ve Beşiktaş bayrakları vardı...
Sayfa 303Kitabı okudu
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
Bergman hayatı,sinema ve tiyatro üzerine birikimini sunuyor kitapta..çok keyifli anılarıyla birlikte.
Büyülü Fener
Büyülü FenerIngmar Bergman · Agora Kitaplığı · 2007141 okunma
Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
Biz kadınları hiç sevmedik! Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik. Göğüslerini sevdik... Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık. Kalçalarını sevdik... Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa" daha çok sevdik... Yolda, arabada,
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap tam bir kültür yığını.
Büyülü Fener
Büyülü FenerCan Dündar · Can Yayınları · 2012213 okunma
Reklam
İstanbul'da zamanı kaybettik, izini toza kaptırdık. Dünde bıraktık anı ve unuttuk dostu yaranı. Ahmak avlayan malihülyaları eliyoruz şimdi. Badem helvasına sarımsak eziyor, ateşi pamuğa düşürüyoruz. Simitçiler geceleri fener taşımıyor; köşk bahçelerini tek başına bekleyen çınarlar alıp başını gittiler... (...) Ah İstanbul!.. Sonsuza uzanan zamanda mevsimleri elerken, kaç aşkı daha öğüteceksin kim bilir!..Zamanın ruhu, en ziyade sende yaşar çünkü... Gel zaman...git zaman!.. İstanbul, minelezel, ilelebet...
Kalkıyorum! Elimde fener gönlümde fener ruhumun pasını saydamlaştırıyorum senin aynanın karşısına ayna koyuyorum senden sonsuzluk yaratayım diye..
Büyük insanlık gemide güverte yolcusu tirende üçüncü mevki şosede yayan büyük insanlık. Büyük insanlık sekizinde işe gider yirmisinde evlenir kırkında ölür büyük insanlık. Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter pirinç de öyle şeker de öyle kumaş da öyle kitap da öyle büyük insanlıktan başka herkese yeter. Büyük insanlığın toprağında gölge yok sokağında fener penceresinde cam ama umudu var büyük insanlığın umutsuz yaşanmıyor.
Hele ya Rabbi şükür, karşıdan üç tane fener Geçiyor. .. Sapmayarak doğru yürürlerse eğer, Giderim arkalarından ... Yolu buldum zaten. Yolu buldum, diyorum, gelmiş iken hala ben! İşte karşımda bizim yar-ı kadimin yurdu. Bakalım var mı ışık?- Yoksa muhakkak uyudu.
Reklam
Zordur insanın onca zaman bunca emekle kurduğu ne varsa hiçe sayıp, mağlup ama mağrur bir komutan edasıyla yeni seferlere niyetlenmesi… Bugüne yenik düşenler, yarını sadece hoş bir hayal olarak düşleyip, dünde yaşar. Bedel ödemeyi göze alanlar ise, yelkenleri atlastan gemilerle, arkalarında külden köprüler bırakarak, meçhul bir istikbale doğru dümen kırarlar….
419 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türk edebiyatının en güzel aşk romanı! Aşk'ı bilemem ama beni derinden etkileyen ve boğazımı düğümleyen özel bir bölüm mevcut. Balkan savaşlarının başladığı yıllar, babasını fener ışığında akşamın karanlığında evin bahçesine defnederlerken, yaklaşan savaştan annesiyle kaçış sahnesi... 2. Dünya savaşının başladığını radyodan duyacağı sabahtan bir önceki gün başlayan roman bir yirmi dört saat diliminde geçiyor ancak yıllar yıllar öncesine, çocukluğuna, gençliğine de dönüşlerin de verilmesiyle uzayan yılları içine alan bir roman. Metinlerarasılık unsurlarının bolca yerleştirildiği şarkılar ve Divan anlatıları, ayrı bir tat katmış romana.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,3bin okunma
Resim