Türk Ortodoks Papa Eftim'in Fener Rum Patrikhanesi'ne karşı yayınladığı meşhur Keskin Beyannamesi: "Yunanlı Değiliz, Şanlı Türk Milletinin Evlatlarıyız!"
Fener Rum Patrikhanesinin Türk Hristiyanları Rumlaştırma Politikası
1918 yılına gelindiğinde Fener Rum Patrikhanesi, Osmanlı Devleti'nin peşpeşe girdiği savaşlar sonucunda epeyce yıprandığını ve bir daha toparlanamayacağını düşünmektedir. Bu doğrultuda Patrikhane, "megalo idea" (Büyük Yunanistan'ı kurma ideolojisi) davasını hayata geçirmek için faaliyetlere başlamıştır. Yunanistan ile sürekli işbirliği halinde olan Fener Patrikhanesi bir yandan Anadolu'daki Türk Ortodoksları Rumlaştırma politikası izlerken bir yandan da Avrupa'ya "Anadolu'daki Ortodokslar Rum kökenlidir." mesajı vermeye çalışmıştır. Patrikhane, Rumlaştırma politikasına "Anadolu'daki Türk Ortodokslarina Yunan Dili Öğretme" faaliyetleri ile başlamıştır. Buradaki asıl amaç ise bu insanlara yalnız dil öğretmek değil, Yunan mefkure, gelenek ve göreneklerini de aşılamaktır. Patrikhane bunun için büyük bir eğitim teşkilatı kurmuş, Rum okullarında Türkçe okutulmasını yasaklamış, açmış olduğu okullara Megalo İdeacı profesörler yerleştirmiştir. Patrikhane'nin Anadolu'nun dört bir yanına gönderdiği tüccarlar, rahipler ve öğretmenler sabırlı ve sistemli bir şekilde faaliyet göstererek buradaki Türk halkını öz benliklerinden uzaklaştırmaya çalışmışlardır.
Reklam
Türk Papa Eftimin Fener Rum Patrikhanesine Karşı Bildirisi
Genç ruhani Papa Eftim, 1 Nisan 1918 tarihinde Keskin'de Metropolit Vekili iken Fener Patrikhanesi'nin faaliyetlerini protesto etmek içib bütün kamuoyu ve dünya Hristiyanlığına hitap eden meşhur bildirisini yayınlayarak şu sözleri söylemiştir: "(...)Mesela, İstanbul Patrikhanesi'nin bize Türklüğümüzü unutturmak ve dilimizi değiştirmek için aldığı bunca tedbirler hiç kâr etti mi? İşte Türk tabiiyetimiz ve dilimiz olduğu gibi bakidir. Halis Türk ve Türk evlatları olduğumuzu âdet, töre, kültür ve her hâlimizle bunu ispat etmekteyiz. Düşüncelerimizi böylece hülasa (özetlemiş) ve halletmiş oluyorum, zannederim. İşitmek için kulağı olan işitsin! On asırdan beri Anadolu'da Türk hükümetimiz kiliselerimize ve dinimize ne zaman taarruz etti? Böyle bir şey vaki midir? Haşa! Din Allah'a ait ve vicdana bağlıdır. Kiliseler siyaset ocağı değildir, Allah'ın evidir. Din şerre ve ihtilafa alet değildir, hayra ve iyiliğe sulh ve selamete delalettir. Fener Patrikhanesi'nin, dinî ve ruhani vazifesini ihmal ederek, şanlı Türk milletinin biz şanlı evlatlarını hilelerle Yunanlı yapmaya kalkışması ve Avrupa'ya böyle göstermesi, Türk milletinin aleyhine esastan ari şikayetlerde bulunması, Allah'ın emrine ve hakikatine muhaliftir..."
Papa Eftim, Keskin Beyannamesi ile ülkenin durumundan Müslümanlar kadar Hristiyanlarında rahatsız olduğunu belirtmiş ve iki temel noktaya vurgu yapmıştır. Bunlardan birincisi Anadolu'da yaşayan Ortodoksların tamamının Rum olmadığı ve bu insanların dilleri, âdetleri ve kültürleri ile Türk olduklarını ispatladıklarıdır. İkincisi ise Fener Rum Patrikhanesi'nin bu gerçek karşısında takındığı Helenleştirme/Yunanlaştırma/Rumlaştırma politikasının bağlı bulunduğu devlete karşı yapılmış bir ihanet, bir vatan hainliği olduğudur.
Türk Ortodoks Hristiyanlar: Karamanlılar
Türkçe isim kullanmaları, Türk âdet, gelenek ve göreneklerine sahip olmaları ve konuşma dillerinin Türkçe olması gibi özellikleri Karamanlıları Rum Ortodokslardan rahatlıkla ayırmamızı sağlamaktadır. Fener Rum Patrikhanesi'nin asimilasyon propagandaları sonucunda kimi Karamanlılar kimlik problemi yaşasa da bu insanların birçoğu Türk olduğunun farkındadır ve Fener Patrikhanesi'nin asimilasyon politikasından fazla etkilenmemişlerdir. Bunda Papa Eftim gibi Türklük bilincini üst düzeyde taşıyan bir liderin etrafında toplanmış olmalarının etkisi büyüktür. Papa Eftim'in deyimi ile "Halis Türk ve Türk evlatları olduklarını âdet, töre, kültür ve her hâlleri ile ispat eden" bu insanlar, Türk olmanın bir gereği olarak Anadolu'nun işgaline karşı Mustafa Kemal Paşa'nın yanında yer almış ve düşmana karşı aynı soydan geldikleri Müslüman Türkler ile birlikte omuz omuza savaşmışlardır.
Osmanlıda Rumlar ve diğer Gayrimüslimlerin Önemli Mevkilere Getirilmesi
Papa Eftim, Fatih'ten sonra gelen hükümdarların da Patrikhane'yi (Fener Rum Patrikhanesi'ni) koruyup kolladıklarını, Rumların ve diğer gayrimüslimlerin vezir, nazır, paşa gibi rütbelere getirildiğini, ancak Patrikhane'nin bütün bu iyilikleri unutup ihanet ve entrika içine girdiğini söylemektedir. Patrikhane'nin tarihteki faaliyetlerini incelendiğinde Papa Eftim'in hiç de haksız olmadığını görülmektedir.
Reklam
165 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.