Ah! Ferhat, yine mi dağlara vurdun
Üzülme, masmavi söküyor şafak
Dağı eriterek ve ağlayarak
Kalbinde Şirin'e saraylar kurdun
Kahrıyla tutuştun çaresizliğin
Kar yağdı içine ve gül üşüdü
Benim de celladım vahşi bir yalan
Umut ki, kapkara, çöl gibi kurak
Kapandı gözleri; kâkül üşüdü