Feriğim fidanım feryadım Içine hapsolmuş çekirdeğinim senin.. NÂZIM HIKMET
Feriğim, fidanım, feryadım...
youtu.be/3TWzF75EsSY Benım en buyuk kudretim  Senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek  Hatta şu an ıslak şehrimde geceliğinle balkondasın  Bende dokunmaya çalışıyorum ince parmaklı ellerine  Kaldır öpülesi alnını ve bak bana  Yoroz değil kararan  Yüzümde ışıgından ayrılmanın kederi  Birazda işte geldik gidiyoruz ün hüznü var  Ama gördün mü gülüm  Bır tek gözlerim değişmedi...yine  Bir tek gözlerim 
Reklam
Zira sensiz bu can bir yüktür yüreğime Kaldır öpülesi anlını ve bak bana Gördün mü gülüm Bir tek gözlerim değişmedi yine Bir tek gözlerim Açılır açılır gözleri gülümün Feriğim fidanım feryadım youtube.com/watch?v=3TWzF75...
Feriğim fidanım feryadım
Şu yolun karşısında ki güzel ağacı görüyor musun? Onu seyrederken aklıma bir anı geldi. Ben çocukken onun da bahçesinde çok güzel bir erik ağacı olan Selahattin dede vardı. Ara sıra konuşurdu ağacı ile sarılırdı ağlardı. Ağaç susardı. Hiç ağaçlar konuşur mu? Dedim ona bir gün. - Ama ben duymuyorum. -Büyüyünce anlarsın. Bak bu erik ağacı senin olsun. Kimseye verme. Ona iyi bak. Bir zaman sonra hayata gözlerini kapatınca Selahattin dede"nin çocukları müteahhit ile anlaşıp apartman yaptılar orada. Erik ağacım kesilirken ağladım öfke ile. Annem beni alıp götürdü. Giderken müteahit'in oğlu Necmi gülerek yakacağız bu ağacı, babam onla kestane pişirecek deyince ben annemin elinden kurtulup Necmi'ye doğru uçtum. Ben ona vurdum o bana.. -Sende deli Selahattin gibi ağaçlar ile mi konuşuyorsun geri zekalı deyip gitti. Yıllar geçti lise zamanı biz bu Necmi ile aynı sınıftayız ne yazık ki. Öğretmen bir gün sınıfta herkes birbirine hediye alsın diye çekiliş yaptı. Körün taşı gibi bana da Necmi çıktı. Necmi bana kalem almış, ben de ona erik fidanı aldım. - Ulan hala salaksın dedi. Yine birbirimizi hırpaladık. Üniversiteydi, iş hayatı derken zaman öyle geçti. Bir gün yine karşılaştık Emekte. Görmezden gelip geçeyim derken - Napıyon lan ne ediyon dedi. Necmi senin bu türkçe benimkinden beter dedim. Bir yere gittik oturduk sanırım Bahçelievlerdi. Fidanı diktin mi dedim. -Annem dikti dedi. Büyüdü görsen ne güzel oldu. İşte çocukluk bilemedik. - Ya keserlerse ağacını üzülür müsün? dedim Hiç ağaç kesilir mi dedi. - Keserler Necmi keserler dedim.. (Yeşil Eriğim Benim) youtu.be/1GoOAdLdxho?si=...
Uyanışların en tazeleri Odamızdan geçer gülüm seninle Feriğim, fidanım, feryadım Hey benim zizil parmak memleket gözlüm
Sevgilim; Yeşil eriğim benim Ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin ... Ben vazgeçtim hürriyetimden Yeter ki yetim bir çocuk gibi bırakma yüreğimi Zira sensiz bu can bir yüktür yüreğime Kaldır öpülesi anlını ve bak bana ... Açılır açılır gözleri gülümün İçlerinde yeşil çam ağaçları Uyanışların en tazeleri Odamızdan geçer gülüm seninle Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak memleket gözlüm Geceler hep peşimden koşar Göğsüme takıp yönümü buldum ... Yüzümde ışığından ayrılmanın kederi Biraz da "işte geldik gidiyoruz"un hüznü var Ama gördün mü ... Bir tek gözlerin değişmedi yine Bir tek gözlerin
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
Feriğim, fidanım, feryadım... Ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin. Nazim Hikmet
Ferik nedir?
TDK'na göre civcivlikten çıkmış yavru kümes hayvanı. Osmanlıda askeri bir rütbe. Ferik-i Evvel (Korgeneral) Ferik-i Sani (Tümgeneral) rütbesine denk. Ziya Paşa falan döneminde kullanmış. Aynı zamanda bir elma türüymüş. İki veya daha fazla eşler için de kullanılırmış. Kuma manasında. 2. Mahmud 1830 da modern bir ordu için rütbe olarak
feriğim.. fidanım.. feryadım..
Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak memleket gözlüm
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.