' Tezer Özlü 1943'ün Eylül'ünde - Pavese'yle aynı gün - doğdu. Ve Pavese, Özlü'nün tüm yaşamını tuhaf bir şekilde ele geçirdi. '
/ Zeynep Ankara /
Eylül ayında doğanların karakterlerinde hüzün çok baskın. Kendimden, tanıdıklarımdan ve belki edebiyatımızda lirik prenses diye anılan Tezer Özlü'den dolayı böyle düşünüyorum. Onu geçen sene okudum,
Ben en çok seni kavrayabiliyorum. Nasıl anlatayım. Senden
başka hiçbir insanı tam anlamıyla, bütünüyle kavrayamıyorum. Öykülerini ve çevirilerini ve yazılarını da iyi anlıyorum. Diğer kişilerle aramda hep bir boşluk kalıyor, Demir'le bile. Galiba en çok da seni seviyorum.
Tezer Özlü'den Ferit Edgü'ye]
Odanın içinde geziniyorum. Bazı bazı burada gezinmem gerekiyor. Resimlere, duvarlara, kendi resmime bakıyorum. Hep Bac h 'ın süitlerinin ilk kısmım dinliyorum.
Hiç yemek yer n edim bugün. Öyle sanıyorum ki artik hiç yemek yemeyeceğim. Uyumayacağım. Çünkü uyuyan ve yemek yi yen ben değilim.
Ben beni bunaltiyor.
Ben'in yazdığı bu satırlar canımı sıkıyor benim.
Tezer
Çok sevdiğiniz bir yazarı daha yakından tanımak istiyorsanız, onu daha iyi anlamak istiyorsanız ve bu yazarın, eşine, dostlarına, sevgililerine yazdığı mektuplara da ulaşabiliyorsanız, çok şanslısınız demektir. İşte bu mektuplar yazarın gerçek dünyasını size anlatabilir. Tezer Özlü'yü anlamak için bu mektupları okumanız yeterlidir bence. Ferit Edgü'ye yazdığı mektuplardan da çok etkilenmiştim. Bu kitabı da şiddetle tavsiye ederim.
Ne düşündüm biliyor musun, sizin eski Mavi akımı gibi bir grup oluşturmalıyız. Bu gruba: Ferit Edgü, Orhan Duru,
Demir Özlü, Leyla Erbil, Tomris Uyar, Nazlı Eray ve Tezer Özlü... girebilir.