... kendilerini vaktiyle deha sanmış, oysa düş gücünden yoksun birer dilenci olmaktan öteye gidememiş döküntülerin arasına karışacak, hayatta ne başarıya ulaşabilmiş, ne de her şeyi elinin tersiyle itmeyi becerip öbür türlü başarı kazanabilmiş o isimsiz kalabalıkta eriyeceğim.
– bu huyumun çekingenlikten kaynaklandığını sandım. Sonra bende çekingenlikten eser olmadığını, buna karşılık duygulara karşı, hayata duyduğum tiksintiden başka türlü bir tiksinti duyduğumu, sürekli olarak bir duyguya bağlanmayı düşününce rahatsız olduğumu keşfettim.
kendimi birden, kurusun diye pencerelere asılan, sonra orada unutulup yavaş yavaş buruşan, sonunda da asıldığı yeri kirleten yaş bir toz bezi gibi hissettim.