Ne kadersiz çiçek bu fesleğen, kadersizliği, kolay ele gelir olmasından, strateji bilmez, hemen sevdirir kendini, okşarsın, elinde kokusu kalır; kendini öyle kolay ele verir ki, geri dönüp tekrar okşama ihtiyacı duymaz kimse. Elindeki kokusu beş dakikaya geçmiş olur. Kimse sevgilisine fesleğen yollamaz, dikeni ele batacak bir gül ya da bir aranjman gönderir. Düğünlere, hatta cenazelere bile gösterişli çelenkler yollanır. Fesleğen kaderini bilir; ilk okşanmada yitirecektir büyüsünü. Ha gayret şansını dener gene de; güneş gördüğü anda açıverir minik çiçeklerini; her şeyini bir anda göstermenin akıbetindeki çıplaklığı yaşar sonunda. Artık sunabileceği bir şey kalmamıştır. Soluverir. Gene de naza çekmez, başına geleceği bile bile okşatır kendini. Şefkat ihtiyacı, kapris yapma lüksünü götürüyor bazen.
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresler'deydik, kimliksiz'dik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken
Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca
Sessizliği dinliyorum