Gözü ışımış olun. Çünkü sabah oluyor. Şeb-i yeldâdan geçtik, küfür bitti. Küfür bir zâtta kemâlini bulmuştu, bitti. Şimdi onun önünde duruyorlar, şimdi putperestliği onun önünde icrâ' ediyorlar. Nifâk bir zâtta idi, o da bitti. Riyâ' devrini geçiyoruz, beyler. Hiçbir tünel ebedî değildir; ebedî olursa adına tünel denmez. Hiçbir tünel ebedî değildir. Ve Yahya Kemal Bey yanlış söylüyor, "İmân bir şevk olan zamanlar geçti" diyor. Geçmemiştir. Îmân bir şevk olan zaman tekrar gelmiştir. Ebedîdir. Her zaman öyledir. Her zaman îmân bir şevktir. O zaman geçmemiştir. Onun vakt-i eceli... Hani, onun vakti henüz ecelsizdir. Sonunda mukadderdir o. Son sözüm: "Nefesler pâyende ola. Demler, safâlar müzdâd ola. Kulûb-ı âşıkan küşâde ola..."
İlm-i hadîsde ileride değilim, ama gördüm Yunus'un çok sevilen mısrâ'ları ve beyitleri hadîs tercümeleri. Peygamber-i Ekber buyuruyorlar ki, "Sevdiklerinize sevginizi izhâr ediniz." Yunus diyor ki, "Sevdiğimi söylemezsem, sevmek derdi beni boğar." Görüyorsunuz ki, hilkât muhabbet üzere ve aşk üzere halkedilmiş.
Reklam
"Aşk gelicek cümle eksikler biter" dendiği doğrudur. "İlmin kîl u kâl" [Fuzuli] olduğu doğrudur. Çünkü gerçek olan aşktır. Doğru söylüyor Eşrefoğlu, gayet tabiî Hakk kelâmı ediyor, şiir yazmak gayreti içinde değil. Diyor ki, "Gökten belâ yağmur gibi yağsa", "Başını ana tutmaktır adı aşk". Tabiî, Yunus doğru söylüyor, "Aşk gelicek cümle eksikler biter" diye Tabiî bunlar doğru. Tabiî, biz meczûbu yanlış anlıyoruz. Biz istiğrâkı yanlış anlıyoruz. Biz aşkta müstağrâk olmayı yanlış kıymetlendiriyoruz.
Yaşama sevincini yitirmemek, amma hiçbir şeye yerinmemek ve sevinmemek mesleki İslâm'ındır. Bunalım, Batı insanınındır. Batı insanı zann ile melûftur. Batı insanı hayâlperesttir. Batı insanı tecessüs ile ma'lûldür. Ve Batı insanı vehimlidir. Doğu insanı yerinmez ve sevinmez, tekrar söylüyorum. Mecelle'de ne güzel, ne güzel bunlar anlatılmıştır, vehme i'ibâr yoktur. Mecelle, bunu fevkalâde güzel, kendi izzeti içinde, kendi Kelâmullah'a nispeti içinde, Kur'ân'ı Mecîd'e nisbeti içinde vehme i'tibâr olmadığını ve asıl tam ta'rîfiyle tevehhümme i'tibâr olmadığını bildirmiştir. Yine zaten hatâ'sı zâhir olan zanna da i'tibâr yoktur.
Peygamber-i Ekber, "Ölüm, insana, gözünün akının siyahına olan yakınlığından daha yakındır." buyuruyorlar, ve asıl daha güzeli yine Peygamber-i Ekber buyuruyorlar ki, "Ölüm, mü'minin tuhfe-i cânıdır." Sâhib'ine, Rabb'ına canını hediye etmesidir, tuhfedir.
Akıl kutsaldır, beyler. Dîn-i mübîn, akıl sâhiblerine teklîf edilir. Dîn-i mübîn,şerîat-ı garrâ, akıl sâhiblerinedir teklif. Fakat akıl, akılsızlara gereklidir. Aklı olanlar, aşkı seçsinler ve aklı terk etsinler. Akla mâlik oldukları halde... Asıl saltanat, asıl saltanat-ı ilâhiyye mâlik olduğu şeyi terketmektedir. Allah, hiç şüphesiz her verdiği nimeti, hamde vesîle olsun diye, ni'metini üzerimizde görmek ister.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.