.
CIA'nın eski Ortadoğu Masası şefi Graham Fuller de bu doğrultuda şunlan söylemişti:
"Liderler ölüyor. Önce bedenleri, sonra zaman içinde düşünceleri siliniyor. Oysa Kur'an ve İncil yaşıyor. İşte Mustafa Kemal'in başına gelen de her tarih yazmış liderin başına gelenden farklı değildir."
"Batı, Fethullah Gülen gibi örnekleri görünce çok umutlanıyor. Çünkü Gülen, modern devlet ve toplumda İslam'ın nasıl bir rol oynaması konusunda geniş bir vizyonu temsil ediyor."
.
.
Fethullah Gülen için istihbarat birimlerinde kadrolaşmak niye bu kadar çok önemlidir?!. En önemli neden, bir türlü yeterince sızmayı başaramadıkları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı silahlı ve de yasal bir güce sahip olmaktır. Adliye ve mülkiye kadrolaşması ise, bu gücü daha da pekiştirecek ve devletin içten ele geçirilmesini ya da bir başka ifadeyle devletin “kansız” teslim alınmasını temin edecektir.
.
.... Said-i Nursi'nin o gün hayatta olan dört vekili adeta “Fethullah Gülen Nurculuğun dünyadaki öncüsüdür” bildirisine imza atmıştı. Nursi'nin vekilleri "Gülen Nurcudur" diyerek ona yapılan eleştirilere karşı savunmaya geçmişti.
Sahi, Said-i Nursi acaba Fethullah Gülen konusunda da bir öngörüde bulundu mu? "Öğretimi devlet içine sızarak terör faaliyetlerinde kullanacak" dedi mi? Yoksa dedi de 2012 yılına kadar FETÖ lideri ile sıkı fıkı olan “Nurcu Ağabeyler” bunu sakladı mı?
Yeşil kuşak teorisinin devamı olup önderliğini Fethullah Gülen ve Tayyip'in yaptığı ılımla İslam ile Yahudi ve İslam inancı çorba haline getiriliyordu...
...S.T.K.B.’nin yönetimindeki fethullah karşıtı dernek ve vakıflara karşı tüm bu “kontrol” ve “denetim”ler, 2000 yılının son aylarından itibaren daha da sıkılaştırılmıştır. Nedenine gelince, S.T.K.B. yöneticilerinden Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof.Dr. Türkan Saylan, Fethullah Gülen Davasının görüldüğü Ankara 2 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nden müdahillik isteminde bulunmuşlardır.*
*Ankara 2 No.lu DGM Başkanlığı, müdahillik taleplerini reddetmiştir.
.
Dinin, devlet (ve ordunun) üst seviyelerini adeta işgal etmesi; 1960'larda Demirel gibi bir Başbakan'ın Konut'ta namaz kılmasıyla başlamış, Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde ailece namaz kılımasıyla sürmüş, Başbakan Tansu Çiller'in 1994 yılının sonlarında ünlü tarikat-cemaat (Fethullah Gülen, Mehmet Kutlular, Şeyh Raşit Erol'un oğlu) lideri olduğu söylenen kimi İslami/dini şahsiyetleri, TC tarihinde ilk kez, Konut'ta kabul etmesiyle doruğa ulaşmıştır. Ayrıca Çiller henüz Başbakan ve DYP Genel Başkanı olmadan önce, yanındaki kimi tarikatçı milletvekilleri aracılığıyla, bazı tarikat-cemaat liderlerinden "İslam dininde bir kadın İmam (lider/önder) olabilir yolunda fetva aldırmıştı zaten.
Sayfa 86 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997
İddia o ki, dönemin Erzurum valisi S.O'nun kaldığı yurdu bastı ve yurt yöneticilerine Hoca'ya komplo mu kuruyorsunuz diye çıkıştı. Hoca dediği fethullah gülendi. Nasıl atlanır, o dönem akp cemaat koalisyonunun olduğu mutlu günlerdi. Böylesi bir soruşturma, yani gulen'in kardeşinin tecavüzle suçlanması, bu mesut evliliğin taraflarına zarar verirdi.
Kayyum mu yoksa kayyım mı?
Kelimenin doğrusunu bile tam olarak bilmiyoruz. Ama neredeyse her gün duyuyoruz.
FETÖ lideri Fethullah Gülen, Türk Dil Kurumu'nun dahi kabul ettiği "kayyum" kelimesine itiraz ederek "kayyım" dedi:
"Zavallı fani yarın nalları dikebilecek bir insana Cenabı Hakkın mübarek bir ismini vererek Kayyum diyorlar. Kayyûm Cenab-ı Hakk'ın ismidir. Buna kayyım denir. Özür dilerim. Nezaket sınırlarını aşıyorum. Bu mülahazalarla hareket edenlere ise dense dense 'denî haydut' denir."
Fethullah Gülen Kimdir?! başlığı altında umumi efkara sunulan şu bilgiyi de dikkatlerinize arz edelim:
“Ermeni olan dedesinin Pasinlerli İbrahim Bey’in hizmetkârlığını yaptığı yıllarda Rus işgali sırasındaki Ermeni ayaklanmasında İbrahim Bey ve ailesi Ermeni hizmetkârlarının tasallutuna uğrayınca, İbrahim Bey hizmetkârını ve onun ailesinin bir bölümünü öldürür.Ardından intihar eder.Olaydan sağ kurtulan Fethullah Gülen’in babası 18-19 yaşlarındayken İspir’e gelir ve yerleşir.
Müslüman adı alır ve bir Türk kızı ile evlenir.Gülen’in babasının, “Öyle bir evlat yetiştiriyorum ki bunları kendi dinleri ile vuracak” dediği de rivayet olunur.
Seyit Rıza, adı üstünde bir seyittir. Yani bir tarikat lideridir. Bu açıdan bugünkü fethullah Gülen'den ya da said-i kürdi 'den, şeyh Sait 'ten ya da Menemen gerici ayaklanmasini gerçekleştiren derviş Mehmet 'ten pek bir farki yoktur. Tek farkı Sünni değil alevi olmasıdır.
"Fethullah Gülen'in oluşturduğu örgüt, devletin laik yapısını yıkmak amacıyla kurulmuş olup, istişare kurulu, bölge imamları, şehir imamları, semt imamları, ev imamları gibi illegal yapılanmasıyla bütün ülkeyi bir ağ gibi sarmıştır."
Gözlerim bağlı vaziyette bir arabaya bindiriliyorum ve beni öldürüp bir yere bırakacakarını düşünüyorum... Fethullah Gülen isimli "resmi görevli" hocanın bağlısı olan "Hoca" lâkaplı ayı, ilk gün şöyle demişti:
"Burada seni 30 gün de tutarız, 60 gün de tutarız; kimsenin ruhu duymaz!.. Değil savcı hâkim, Cumhurbaşkanı bile seni kurtaramaz!.. Herşeyi anlatacaksın; istersen anlatma!"