Hadîsçilerin hüküm ve fetva prensiplerini şöylece özetleyebiliriz:
(1) Meseleyi açıkça halleden bir âyet varsa onunla amel edilir.
(2) Ayetin mânası ihtimalli ise sünnetin tercih ettiği ihtimal kabul edilir.
(3) Ayet yoksa Rasûlullah'ın (s.a) sünnetine uyulur. Sünnetin mütevâtir veya âhâd olması, sahabe ve fukahânın onunla amel etmiş veya etmemiş olmaları neticeyi değiştirmez. Hadis bulununca ittibâ edilir, buna muhalif re'y ve esere itibar edilmez.
(4) Olanca imkânlarıyla aradıktan sonra hadis de bulamazlarsa sahabe veya tâbiûndan bir cemaatin meseleye åit hükümleri alınır. Bu cemaatin belli bir memleket veya medreseden olmasına bakılmaz. Bunlar arasında ihtilaf varsa ilim, takva şöhret gibi bazı kıstaslar ile tercihe gidilir.
(5) Bütün bunlar bulunamazsa o zaman, Kitap ve sünnetin ruhuna, umumi hükümlerine, îmâ ve iktizalarına bakılarak meselenin benzeri (nazîri) bulunur ve cevap ona göre verilir. Bu benzetme yapılırken önceden vazedilmiş bazı kaidelere değil, anlayışa ve kanâate dayanılır. 129