"Fatih Sultan Han hazretlerinin kendisi hiçbir zaman okumaktan, bir konu üzerine kafa yormaktan hoşlanmıyor. Canı sıkıldığı zaman, ulemadan birkaç kişiyi huzuruna çağırıyor ve yukarıda örneğini verdiğimiz gibi, "tevhit" konusunda tartıştırıyor. Bu tartışmalar bize ... Bir horoz döğüşünü çağrıştırıyor."
Hayatımda hiç bu kadar mesnetsiz ama güya önemli bir şey yapıyormuş, doğruyu anlatıyormuş gibi yapan bir kitap okumamıştım. Çöpe atmamak için kendimi zor tutuyorum açıkçası. Cem yayınevinin muhtemelen çoğu kitabı böyle çöp.
Sevgi dilencisi...
Eğer insan ıssız bir adada yaşasaydı, kendi imkanlarınla bir şekilde hayatta kalacak, kendi bütünlüğünü idrak etmenin bir şekilde yolunu bulacak, kendi içinde aradığın her şeyin mevcut olduğunu fark ederek, her şeyden çok büyük huzur ve zevk alacak,
Bir eroinman gibi, bir morfinman gibi, bir şeylere ya da birilerine bağıl kalmanın, onura hiç yakışmayan, ne kadar yüzsüzlük olduğunu fark edecek, kendi ayaklarının üzerinde durmayı başaran insan ruhunun ne kadar kalender olduğunu fark ederek,
Ruhunun, kendi imparatorluğunu ilan edecekti...
Öyle lafla peynir gemisi yürütmek değil!
Kendi içinde Allah'ı bulan insanın bir portresidir...