F.İ.

Meksika ve komünizm
Savas sirasinda Zapatista'ydik. Tamam. Ama komünist degildik. Zapatista olmak komünist olmakla ayni sey degildi. Komünizm, kurtarıcımız Hazret-i İsa’dan nefret eden yabanci bir canavardi ve kendine saygısı olan hiçbir Katolik, komünizmi benimsemezdi. Bir komünist gibi düsünebilir, bir komünist gibi konusabilir, isci ve köylü sınıfını yüceltip emperyalist domuzlara lanetler yağdırabilirdiniz ama bir komünist olamazdınız. En azindan ben boyle düşünüyordum, çünkü büyükannem böyle öğretmişti.
Sayfa 125 - ZeplinKitabı okudu
Reklam
Demokrasiler Nasıl Ölür?
Demokrasiler sadece generallerin değil, onları başa getirmiş olan gücün kendisini bozan başkanlar veya başbakanlar gibi seçilmiş liderlerin ellerinde de ölebilir.
Sayfa 9 - salon yayınlarıKitabı okudu
…İktidarı daha etkili kılan şey, baskı değil alışkanlığın otomatizmidir/ ritüelliğidir. Mutlak bir iktidar, asla görünmeyen, asla kendine refere edilmeyen, daha çok doğal olanla, söylemeye gerek kalmadan tamamen kaynaşmış olan iktidardır. İktidar, kendi görünmezliğinde parlar.
Sayfa 52 - insanKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“…Fiziksel şiddetin uygulanışı, bir iktidar uygulaması değil, başarısızlığının bir ifadesidir […].” Luhmann
Sayfa 18 - insanKitabı okudu
iktidarın büyüklüğü
Ulrich Beck haklı olarak şunu belirtir: “İktidarın doğallığı ve büyüklüğü arasında pozitif bir ilişki vardır. Neredeyse şunu söylemek mümkün: Hiç kimsenin iktidardan bahsetmediği yerde iktidar tartışmasızdır, bu tartışmasızlığı içinde aynı zamanda kesin ve büyüktür. İktidarın, tartışmalı hale geldiği yerde çöküşü de başlar.”
Sayfa 9 - insanKitabı okudu
Reklam
Osmanlı’da demiryolu
1850 civarında Osmanlı İmparatorluğunda bir kilometrelik bile demir yolu yoktu; oysa Avusturya-Macaristan’da bini aşkın, Britanya’da on bine yakın kilometrelik ray sistemi vardı. Yüzyılın sonuna doğru Osmanlılar hızla demir yolu döşemeye giriştiler ama onlar için önemli olan payitahtı Avrupa merkezlerine bağlamak değil, imparatorluğun muazzam genişlikteki topraklarını birbirine bağlamaktı. Başlangıcı cesaret kırıcı olsa da Nagelmackers’ın projesi arzu edilen etkiyi göstermişti. Beş yıl içinde Osmanlı demiryolları İstanbul’a tam hizmet verir hale gelmiş, Avrupa’nın demiryolu ağıyla birleşmişti. Nagelmackers 1905’te öldüğünde, Paris’te trene binip yatakta yatarak Osmanlı payitahtına ulaşmak mümkündü.
Sayfa 35 - AlfaKitabı okudu
Bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, orada birbirlerini sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Öylesine doğru ki bu, biz kendimizden iyi olanlara nadir olarak bel bağlarız. Daha çok onların toplumundan kaçarız. Tersine, çogu zaman kendimize benzeyen ve zayif yanimızı paylaşan kimselere açariz içimizi. Demek ki kendimizi düzeltmeyi ya da iyilestirmeyi istemeyiz: Önce kusurlu diye hükümm giymemiz gerekir.
Sayfa 60 - canKitabı okudu
Evcilleştirmeyi ve evcilleştirilmeyi kabul ettiğin anda gözyaşı dökmek kaçınılmazdır.
Sayfa 104 - karbonKitabı okudu
Özgürlüğün gercek olduğu bir yerde, eşitlik kitlelerin tutkusudur. Eşitligin gerçek oldugu bir yerdeyse, özgürlük küçük bir azinliğin tutkusudur. Özgürlüksüz esitlik, esitliksiz özgürlüğe kiyasla daha istikrarli bir toplumsal düzen yaratir.
Reklam
Oku
... "Eline ne geçerse oku zira her bir kitabın içindekilerin hangisinin dogru olduğunu ve kitabın tüm konularını muhakeme edebilecek güçtesin"...
Sayfa 65 - pinhanKitabı okudu
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.
Sayfa 37 - ışbankasiKitabı okudu
Tiranlık
O halde adina halk da dense kral da, demokrasi de dense aristokrasi de, bir monarside de uygulansa bir cumhuriyette de diyecegim aynıdır: Herhangi bir güce her seyi yapma hakki ve yetkisi verildigini gördüğüm anda, iste orada tiranligin tohumlan atılır ve ben de gidip baska yasalar altında yaşamaya çalışırım.
Adalet
Şu veya bu halkin çoğunluğu tarafindan değil, tüm insanlarin çoğunluğu tarafından yapılmis ya da en azindan benimsenmiş genel bir yasa vardır. Bu yasa adalettir. Dolayısıyla adalet her halkin hakkinin sinirini oluşturur.
Çağdaşlaşmak
Bu gun bizim için çağdaşlaşmak demek, Avrupalilar gibi zirhlilar, otomobiller, uçaklar yapip kullanabilmek demektir; çağdaslasmak, biçim ve geçim bakımlarından Avrupalılara benzemek degildir. Ne zaman bilgileri ve sanayi ürünlerini aktarmak ve satın almak için Avrupalilara ihtiyaç duymadigimizi görürsek, o zaman çağdaşlaşmış olduğumuzu anlarız.
Sayfa 21 - EflatunKitabı okudu
189 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.