Fidel'e
Benim en önemli tek eksikliğim, Sierra Maestra'daki ilk anlarda sana yeterince güvenmemem, ve senin önder ve devrimci niteliğini hemen anlayamamış olmamdır.
Dünyada bu türden neler oluyordu, neler! Örneğin, duyduğuma göre, İngiltere'de bir balık sudan sıçramış ve garip bir dilde iki sözcük söylemişti; bilginler tam üç yıldır bu iki sözcüğün ne demeye geldiğini anlamaya çalışıyorlardı ama henüz bulabildikleri bir şey yoktu. Yine gazeteden okuduğum bir haberde, iki ineğin bakkala girip yarım kilo çay istediğinden söz ediliyordu. Fakat şunu itiraf etmek zorundayım ki, Meci'nin, "Aslında sana bir mektup yazmıştım Fidel ama anlaşılan Polkan mektubumu ulaştırmamış sana!" dediğini duyunca, yüzüm maaşını almamış memur yüzüne döndü, feleğimi şaşırdım. Köpeklerin yazı yazabildiklerini ilk kez duyuyordum. Benim bildiğim bir tek soyluların becerebildikleri bir şeydi yazı. Gerçi tüccardan bazı kişilerle kâtip takımının, hatta derebeylerin kölelerinden bazı uyanıkların da bu işi şu ya da bu ölçüde kıvırabildiklerine tanık olunuyorsa da, onlarınki mekanik bir çiziktirmenin ötesine pek geçemiyor: Ne nokta, ne virgül, ne de usulüne uygun hece bölmeye rastlanıyor bu arkadaşların yazılarında.
Atış ve gömmek serbest ! :)
Çok tuhaf bir huyum var benim:Herkes sevdiği kadınla ne tür faaliyetlerde bulunmak ister,örnek veriyorum;sinemaya gitmek,kitap okumak,sevişmek,keyifli bir akşam yemeği vs.Bendeki durum apayrı:Ne zaman seçimler yaklaşacak olsa sevdiğim kadınla aynı görüşteysek insanları örgütlemek,sokaklarda slogan atmak,yürüyüşlere katılıp dava şiirleri okumak;değilsek inandığımız görüşler için, sevdiğim kadınla kıran kırana mücadele etmek,ben Nazım okurken o Necip Fazıl,ben Fidel Castro derken o Franco, seçimler esnasında; sandıklarda birbirimize tehditle bakmak,gülmek için kendimizi zor tutmak,seçimlerin ardından sonuçlar açıklandığında "aman,siktir et"diyip rakı masası kurup bir yudum rakı bir şiir ben,bir yudum rakı ve bir şiir o, birbirimize serenad yapmak.Aradan bir iki gün geçiyor.Sonra ben bir dahaki seçimlere kadar kadınlara hiç ilgi duymuyorum :) Hahahah :)
Yıl 1971...
Fırat adlı gemiyle, Amerika’nın Phıladelphia limanına 10 bin ton tütün götürmüştük.
Şehri dolaşmış gemiye dönüyorduk.
Yanımıza bir araba yaklaştı ve nereye gittiğimizi sordu.
Limana deyince bizi götürebileceğini söyledi. 3 arkadaş bindik ve geminin bordasına kadar getirdi.
Bu kibar Amerikalıyı ‘Türk kahvesi’ ikram etmek için gemiye