Yazı, insanların kalplerindeki mâna ve mevhumları uzaklara eriştirir, fikir ve akılların mahsulünü ve ilimleri sayfalar üzerinde ebedî olarak ve nihayet kağıt üzerine yazarak mânaların tertip ve derecesini tespit eder.
Şark Mefkûresi’ni tahlil etmek gayet güçtü. Çünkü, çok karışıktı. Bu, Şark Mefkûresi’nin muhtelif safhalarından biri de komünizmdi. Bunun en mühim taraftarı, belki Hakkı Behiç’ti. Bu adam, İttihat ve Terakki’nin idealist azalarından ve aynı zamanda maliye ile meşgul simalarındandı. Ruhen çok samimî bir insandı. Türklüğe çok bağlı olmakla beraber,
Cinsiyeti Terk Etme kitabından bahsedeyim bugün de biraz.
#kitapkonusu
#kitapyorumum
Çağımız meyda ile birlikte çocuk büyütmeye çalıştığımız bir çağ kabul edelim. Dolayısıyla çık fazla dış baskıya maruz kalıyoruz.
Çocuklarımız ise bizden çok popüler kültüre güveniyorlar. İzledikleri her şeyi
"Hume, 1711'den 1776'ya kadar yaşadı. Düşünceleri bugün en önemli empirist felsefe olarak kabul ediliyor. Ayrıca, büyük filozof Immanuel Kant'a esin kaynağı olması bakımından da önemli Hume.
Hume İskoçya'da, Edinburgh yakınlarında
yetişti. Ailesi hukukçu olmasını istiyordu. Ama kendi eğilimi
oldukça farklıydı, 'felsefe ve bilgi konuları dışında kalan her
şeye karşı aşılmaz bir isteksizlik duyduğunu' söylüyordu.
Büyük Fransız düşünürleri Voltaire ve Rousseau gibi Hume
da tam Aydınlanma Çağı'nda yaşamıştı. Avrupa'da uzun geziler yaptıktan sonra Edinburgh'a döndü. En önemli eseri
olan 'İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme' yayımlandığında
yirmi sekiz yaşındaydı henüz. Söylediğine göre, bu kitaptaki
temel fikir daha on beş yaşındayken aklına gelmiş."
Efendiler, bağımsız ve hür olmayan memlekette hür vatandaşlar, hür fikir bulunamaz. Biz fikirde ve öğretimde serbestliğimizi, her şeyden evvel aydın fikirli, hürriyetçi ve halkçı başkumandanından başlayarak, en alttaki neferine kadar milli ordumuza borçluyuz.
İşte ben de, bütün arkadaşlarım adına, fedakâr ve kahraman ordumuzu burada temsil eden üstsubay ve subaylara şükran ve minnettarlığımı arz eyliyorum:
Yaşasın ve muzaffer olsun, memleketimizin bütün hür ve milli müesseseleri gibi bizim ilim müessesemizin de muhafızı ve savunucusu olan sevgili ordumuz!
Büyük fikirler bilinçaltından gelir. Bu sanatta da, bilimde de, reklamda da böyledir. Ancak bilinçaltınızın bilgili olması gerekiyor, yoksa fikriniz anlamsız olur. Bilinçli zihninizi bilgiyle donatın, daha sonra rasyonel düşünce sürecinizin iplerini bırakın. Bunun için uzun bir yürüyüşe çılabilir, ılık bir banyo yapabilir, bir kadeh kırmızı şarap içebilirsiniz. Birden, sanki bilinçaltınızdaki telefon hattı açılmış gibi, içinizde büyük bir fikir filizlenir.
Din, Tanrı ve bundan sonrasıyla ilgili düşünceler nedir böyle? İnsan niçin Tanrı arayışında? Her ulustan, her toplumdan insanlar niçin insanda, Tanrıda veya başka bir yerde kusursuz bir ideal arıyorlar? Çünkü bu fikir içinizde. Atmakta olan kendi kalbinizdi ama bunun farkında değildiniz; onu dışarıda başka bir şey sanıyordunuz. Sizi O’nu aramaya, O’nu anlamaya ve kavramaya sevk eden kendi içinizdeki Tanrıdır. Orada burada, tapınaklarda ve kiliselerde, yerlerde ve göklerde uzun uzun aradıktan sonra sonunda çemberi tamamlayarak başladığınız yere, kendi ruhunuza döndünüz ve gördünüz ki tüm dünyada aradığınız, uğrunda göz yaşı döktüğünüz, kiliselerde ve tapınaklarda dualar ettiğiniz, bulutlara gizlenmiş en büyük gizem diye baktığınız O aslında Kendinizsiniz; hayatınızın, bedeninizin ve ruhunuzun gerçeği. Bu sizin kendi doğanız.